Samsun ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları

Çağrı Merkezimiz 0536 692 51 95
Zaloğlu yapı İnşaat
0530 153 78 60

Samsun ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
14/12/2016 Facebook Twitter LinkedIn Google+ ÇATI YAPIMI HAKKINDA
samsun-cati-ustasi-firmasi-yapimi-tamiri-aktarma

UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Samsun ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Samsun Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Samsun geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Samsun ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Samsun çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Samsun Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60

Samsun
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Başlığın diğer anlamları için Samsun (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Samsung ile karıştırılmamalıdır.
Koordinatlar: 41°17′25″K 36°20′01″D (Harita)

Samsun
— İl & Büyükşehir —
Sol üstten itibaren: Bandırma Vapuru Müzesi, Atatürk Kültür Merkezi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Onur Anıtı, Samsunspor Store, Kurtuluş İskelesi, Uluslararası Yabancılar Pazarı
Sol üstten itibaren: Bandırma Vapuru Müzesi, Atatürk Kültür Merkezi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Onur Anıtı, Samsunspor Store, Kurtuluş İskelesi, Uluslararası Yabancılar Pazarı
Samsun’un Türkiye’deki konumu
Samsun’un Türkiye’deki konumu
Samsun haritası
Samsun haritası
Koordinatlar: 41°17′25″K 36°20′01″D
Ülke Türkiye
Bölge Karadeniz
Bölüm Orta Karadeniz
İdari birimler
17 ilçe[göster] Yönetim
– Belediye başkanı Yusuf Ziya Yılmaz (AK Parti)
– Vali İbrahim Şahin
Yüzölçümü
– Toplam 9,352 km2 (3,6 mi2)
Rakım 4,00 m (13,12 ft)
Nüfus (2016 [1])
– Toplam 1,281,484
– Yoğunluk 137/km² (354,8/sq mi)
Zaman dilimi DAZD (+2)
– Yaz (YSU) DAYZD (+3)
Posta kodu 55xxx
Plaka kodu 55
Alan kodu 362
Kardeş şehir(ler)
– İskele KKTC
– North Little Rock ABD
– Darüsselam Tanzanya
– Kalmar İsveç
– Novosibirsk Rusya
– Bordeaux Fransa
– Kiel Almanya
– Sumgayıt Azerbaycan
– Donetsk Ukrayna
Samsun, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık on altıncı şehri. Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde yer alır ve bölgenin en kalabalık şehridir.[2] On yedi ilçenin bulunduğu Samsun’un genel yönetimi Samsun Büyükşehir Belediyesi ve valilik tarafından sağlanmaktadır.[3][4] Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Ordu, güneyinde Tokat ve Amasya, batısında ise Çorum ve Sinop illeri ile çevrilidir.[5]

Karadeniz Bölgesi’nin eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açılarından en gelişmiş şehri olan Samsun kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerden[6] olup “Karadeniz’in Başkenti” ve “Atatürk’ün Şehri” olarak tanıtılmaktadır.[7][8] Karayollarıyla Karadeniz Bölgesi’ni İç Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’ne bağlayan Samsun aynı zamanda bir liman şehridir ve geniş hinterlandı ile bir lojistik merkezidir.[9]

Yerleşim geçmişi MÖ 60.000 yılına dek uzanan[10] Samsun’a yerleşen ilk topluluk MÖ 5000-3500 arasında buraya gelen Kaşkalardır.[11] Kaşkaların ardından Hitit ve Amazon dönemlerini yaşayan şehir MÖ 1182 ile MÖ 546 yılları arasında sürekli el değiştirmiş ve bu yıldan itibaren Pers hakimiyetine girmiştir.[12] Perslerin ardından Pontus, Roma, Bizans egemenliği gören Samsun bunların ardından bir Ceneviz kolonisi haline gelmiştir.[13] Bu dönemde Danişmendliler Beyliği tarafından kuşatılan Samsun alınamamış ve şehrin hemen yanına “Müslüman Samsun” adıyla yeni bir şehir kurulmuştur.[14] I. Mehmed dönemine dek iki Samsun şehri de varlığını sürdürmüş, bu dönemde her iki şehir de Osmanlı Devleti topraklarına katılarak birleştirilmiştir.[15] 1422-1428 yılları arasında Osmanlı hakimiyetinden çıkan[16] Samsun tekrar Osmanlı toprağı olmuş ve 1923 yılında Türkiye Cumhuriyetinin ilanına dek bu durumunu sürdürmüştür.

Türkiye’nin kurulmasına dek uzanan ve 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla başlayan sürecin başlangıç durağı olması nedeniyle özel bir konumu bulunan Samsun “19 Mayıs Kenti” olarak anılmakta[17][18] ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na ev sahipliği yapmaktadır.[19] Ayrıca 1938 yılında resmî bayram ilan edilen 19 Mayıs günü 1926 yılından beri Samsun’da “Gazi Günü” adıyla kutlanmaktaydı.[20] Mustafa Kemal Atatürk de 19 Mayıs’a verdiği önemi o günü doğum günü olarak kabul ederek göstermiştir.[21]

İçindekiler [gizle] 1 Kökenbilim
1.1 Efsaneler
2 Tarihçe
2.1 Tarih öncesi dönem
2.2 Hitit hakimiyeti dönemi
2.3 Amazonlar dönemi
2.4 Kolonileştirme dönemi
2.5 Pers dönemi
2.6 Pontus hakimiyeti dönemi
2.7 Roma egemenliği dönemi
2.8 Bizans dönemi
2.9 Türk egemenliğinde Samsun
2.9.1 Selçuklu dönemi
2.9.2 Anadolu beylikleri dönemi
2.9.3 Osmanlı dönemi
2.9.3.1 I. Dünya Savaşı sırasında
2.9.4 Mondros Mütarekesi ve Kurtuluş Savaşı sırasında
2.9.5 Türkiye dönemi
3 Coğrafya
3.1 Bitki örtüsü
3.2 Akarsu ve barajlar
3.3 Yer altı zenginlikleri
3.4 Depremsellik
3.5 İklim
3.6 Hava kirliliği
4 Nüfus
5 Ekonomi
5.1 Tarım
5.2 Hayvancılık
5.3 Avcılık ve balıkçılık
5.4 Sanayi
6 Kültür
6.1 Ağız yapısı
6.2 Mutfak
6.3 Turizm
6.3.1 Doğa turizmi
6.3.2 Kültür turizmi
6.3.2.1 Müzeler
6.3.2.2 Arkeolojik alanlar
6.4 Sanat
6.4.1 Müzik
6.4.2 Tiyatro
6.4.3 Sinema
6.4.4 Açık hava kültür alanları
6.4.5 Festivaller
7 Spor
8 Yönetim
9 Eğitim
10 Medya
10.1 Gazete ve dergiler
10.2 Radyo ve televizyonlar
11 Altyapı
11.1 Sağlık
11.2 Ulaşım
11.2.1 Demiryolları
11.2.1.1 Hafif raylı sistem
11.2.2 Karayolları
11.2.3 Havayolları
11.2.4 Denizyolları
12 Kardeş şehirler
13 Kaynakça
14 Dış bağlantılar
Kökenbilim[değiştir | kaynağı değiştir]

Katalan Atlası’nda Sinuso ismiyle Samsun’un da gösterildiği kısım.
Şehir, Strabon’un aktardığına göre Hititler döneminde Eneti adını taşımaktaydı.[22] MÖ yaklaşık 670 yılında ise Miletlilerin geldiği bölgeye Peiraieus adı verilmiştir.[23] Yapılan arkeolojik kazılarda bu döneme ait bir tarafında puhu bir tarafında da Peiraieus yazısı bulunan sikkeler bulunmuştur.[24] Daha sonraları ne koşullarda olduğu bilinmemekle birlikte şehir Αμισός (ΑΜΙΣΟΣ) yani Amisos adını almıştır.[14] Bu ismin Grekçeden geldiği ileri sürülse de kelimenin aslının Anadolu menşeli Palaca olduğu ve Hamis (ya da Hamist) kökenine dayandığı düşünülmektedir.[25][26] Pontus Krallığı döneminde ismini koruyan şehir Romalılar tarafından Missos[27] (kimi kaynaklarda Gnaeus Pompeius Magnus tarafından Pompeiopolis adı verildiği de savunulmaktadır[28]), Bizans İmparatorluğu tarafından Aminsos olarak adlandırılsa da[29] Amisos adı yaygın olarak kullanılmaya devam etmiştir.[25][30] Grekçede omega yerine omikron ile yazılan şehrin ismi iki harf arasındaki benzerlikler nedeniyle Latin alfabesine çeviride Amisus şeklinde de okunabildiğinden dönemin Roma kaynaklarında hem Amisos hem de Amisus şeklinde kullanımlara rastlanmaktadır.[14]

1100’lü yılların ilk çeyreğinde Melik Gazi tarafından Amisos’un yanına yeni bir şehir kurulmuş ve Türk akıncıları yeni kurulan kente kendi aralarında “Amisos’un yanındaki şehir” anlamına gelen İsamisos adını vermişlerdir.[14] 1200’lü yılların ilk çeyreğinde Cenevizlilerin yerleştiği Amisos’un ismi tekrar değişmiş ve çeşitli kaynaklara göre Amisum, İs Amisum, Simisso, Sinuso ya da Semiso isimlerinden birini almıştır.[31][32][33][34][35] Aynı dönemlerde şehrin ismi Türkler tarafından صاميسون şeklinde yazılmaya ve Samisun şeklinde söylenmeye başlamıştır.[36] İbn Bîbî’nin el-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-umûri’l-Alâiyye’sinde, Kerimüddin Mahmud-i Aksarayî’nin kaleme aldığı Müsâmeretü’l-Ahbâr’da[37] ve erken dönem Osmanlı tarihçilerinden Şükrullâh’ın Behcetü’t Tevârîh[38] ile Tevki’i Mehmet Paşa’nın Risale-i Selatini Osmaniyye[39][40] adlı eserlerinde kentin ismi Samisun şeklinde geçmektedir.

Kentin adını صامسون yani Samsun şeklinde yazıp okuyan ilk kişi Endülüs Emevî coğrafyacı ve gezgin İbn Said’dir.[14] Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud ve İlhanlı Hükümdarı Olcaytu adına basılmış sikkelerde de yer alan Samsun sözcüğü bu sikkelerde İbn Said’in yazdığı gibi yazılmıştır.[14]

Osmanlı İmparatorluğunun neredeyse tüm dönemlerinde şehrin adı صامسون Samsun olarak yazılmıştır. Özellikle de Osmanlı tarihçileri Hoca Sadeddin Efendi ve Cenâbî Mustafa Efendi ile bundan sonra gelenler arasında bu yazım esas alınmıştır.[14] Erken Osmanlı döneminde ise farklı kullanımlar vardı. Şehrin adı ilk Osmanlı tarihçilerinden Neşrî’nin Kitab-ı Cihannüma adlı eserinde hem صامسون Samsun hem de صمسون S[a]msun, Ahmedî’nin İskendernâme’sinde heceleri ayrı şekilde صام سون Sam Sun, Oruç Bey’in Tevârîh-i Âl-i Osman’ında ise hem صمسون S[a]msun hem de صام سون Sam Sun şeklinde geçmektedir.[41]

Efsaneler[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun isminin kökeninin İbraniceden ve Osmanlı Türkçesinden geldiği hakkında iki farklı görüş vardır. İsmin İbranice kökenli olduğunu savunan görüşe göre İbrani lideri Samson, Karadeniz kıyılarına kadar gelip bir kent kurmuş ve kente kendi ismini vermiştir.[42] Diğer bir görüşe göre ise isim Sam’dan gelmektedir.[42][28] Bu iki görüş de kanıtlanamamıştır.

İsmin Türkçe olduğunu savunan görüşe göre ise isim Osmanlı Türkçesindeki köpek anlamına gelen kelimeden türemiştir.[42] Kamûs-ı Türkî’de yazılışı صكسون yani s[a]nsun olarak gösterilen kelimenin anlamı iri köpek olarak verilmektedir.[43] Yine Kamûs-ı Türkî’de bulunan صكسونجو yani s[a]nsuncu ise kavga köpeklerini idare eden askerî birim anlamına gelmektedir.[44] Joseph von Hammer-Purgstall’ın Devlet-i Osmâniye Tarihi eserinde ise II. Bayezid döneminde Osmanlı ordusunda zağarcılar gibi samsuncular adıyla bir avlanma birimi bulunduğu yazmaktadır.[42] Ayrıca I. Süleyman döneminde İstanbul’da Samsun hane mesiresi adında bir mesire yeri olduğu da bilinmektedir.[45] Fakat Samsun ile s[a]nsun, samsuncular ya da Samsun hane mesiresi arasında bir bağ olduğu ve ismin buradan türediğine dair bir kanıt bulunmamaktadır.

Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Tarih öncesi dönem[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’daki yerleşim geçmişi Eski Taş Çağına dek uzanmaktadır. Tekkeköy Mağaralarında keşfedilen ve MÖ 60000 ile MÖ 15000 yılları arasına tarihlendirilen katman şimdiye dek keşfedilen en eski yerleşimdir.[10] Mağara yerleşiminde yaşayan bu insanlar topluluk bilinci gelişmemiş ve henüz üretici pozisyonuna geçmemişlerdi.

Karanlık çağların ardından MÖ 5000-3000 yılları arasında Anadolu’ya gelen Hattilerin bir kolu olduğu sanılan Kaşkalar, MÖ 3500’lü yıllarda[11] Samsun’un 3 kilometre doğusunda Mert Irmağı kenarında günümüzde Dündartepe Höyüğü’nün bulunduğu yerde bir site oluşturmuşlardır.[46][47][26] 15 metre yüksekliğinde, 200 metre genişliğinde ve uzunluğunda olan höyüğün kazıları sırasında en eski yerleşimin Bakır Çağına ait olduğu saptanmıştır.[48] Tekkeköy Irmağı kenarında keşfedilen bir yerleşim yerindeki kazılar ise bu yerleşimin Geç Bakır Çağı ile Tunç Çağı özelliklerini taşıdığını, yerleşimde yaşayanların avcılık toplayıcılık ile geçinip Taş Devri aletlerini kullandığını göstermiştir ve yerleşimde herhangi bir yapıya rastlanmamıştır.[48] Dündartepe Höyüğü ve Tekkeköy yerleşiminin yanı sıra kent çevresinde yer alan Kale Doruğu Höyüğü ve İkiztepe Höyüğü kazılarında bu yerleşimlerin köy tipinde olduğu ve küçük topluluklar tarafından kurulduğu belirlenmiştir.[11] Ahşap evlerde oturan bu halkların avcılık, hayvancılık ve balıkçılık yaparak geçindiği, kumaş ve deri işleyebildiği, bakırdan alet, silah ve takı yapabildikleri saptanmıştır.[49] Ayrıca yerleşim yerinin dışında keşfedilen mezarlıklarda yapılan incelemeler ölülerin kullandıkları eşyalarla birlikte gömüldüğünü ortaya çıkarmıştır.[49] İkiztepe mezarlarında yapılan incelemeler burada yaşayan halkın Kuzey Karadeniz, Romanya, Bulgaristan ve Kafkas kıyılarında bulunan halklarla ırkdaş olduğunu kanıtlamıştır.[50]

Hitit hakimiyeti dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kent, Kaşkaların ardından I. Murşili tarafından fethedilerek Hitit Krallığı topraklarına katılmıştır. Hitit döneminde özel bir durumu olmayan yerleşim yerine o dönem Eneti adı verilmiştir.[22]

Amazonlar dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Modern tarihçilikte varlıkları tartışmalı olsa da[51] Amazonların Kuzey Anadolu’da yaşadıkları sanılmaktadır.[52] Antik Çağ oyun yazarı Eshilos Amazonların Termodon kıyısındaki Temiskira köyünde yaşadıklarını ve erkeklerden nefret ettiklerini, tarihçi Heredot Amazonların İskit topraklarına uzanan macerasını, Diodorus ise Amazonların iyi ok atabilmek amacıyla tek göğüslerini kestiklerini aktarmaktadır.[53]

Amazonların hangi tarihte Samsun çevresine yerleştikleri bilinmemektedir. Sadece kadınlardan oluşan bir topluluk olan Amazonlar bahçıvanlığı, biniciliği ve savaşçılığı biliyorlardı. Platon ve Sokrates’in aktardıklarına göre zamanla Batı Anadolu’ya doğru yayılmış ve Atina önlerine kadar gelmişlerdir.[54] Herodot’un aktardıklarına göre Atina’dan dönmekte iken Amazon gemilerinin erkek gemicileri Atinalılar tarafından öldürülmüş, gemiciliği bilmeyen Amazonlar kaçarken açık denizde ölmüş ve ülkeleri de yerli kavimler tarafından işgal edilmiştir.[55][56]

Kolonileştirme dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kent, MÖ yaklaşık 1182’de Hitit İmparatorluğunun çöküşünü takiben Frigler tarafından ele geçirilmiş ve tahrip edilmiştir.[57][47] Aynı dönemde Kimmerler de Doğu Karadeniz’de yer alan kentleri yakıp yıkmışlardır.[29] Lidya Kralı Giges Kimmerleri yenilgiye uğratıp bölgeden kovmuştur fakat bu dönemde Samsun harabe haline dönmüştür. Bunun üzerine eski kentin güneybatısına yeni bir yerleşim kurulmuştur fakat kimler tarafından ne zaman kurulduğu bilinmemektedir.[12] MÖ 562 yılında Miletli denizciler ve göçmenler şehre yerleşmiş ve bir koloni kurmuşlardır.[58] MÖ 546’da ise Lidya Kralı Krezüs ile Ahameniş İmparatoru II. Kiros arasında geçen savaş sonrası şehir Pers hakimiyetine girmiştir.[12]

Pers dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Ahameniş İmparatorluğunu yeniden örgütlemeye girişen I. Darius döneminde Samsun, Kapadokya Satraplığının hakimiyet bölgesi içine alınmış ve tiran unvanı taşıyan askerî valiler tarafından yönetilmeye başlanmıştır.[12] MÖ 331 yılında III. Aleksandros’un Persleri Gaugamela Savaşı’nda yenilgiye uğratıp Ahameniş İmparatorluğunu Makedonya topraklarına katmasıyla birlikte Samsun da Makedon hakimiyetine girmiş, böylece kentte askerî temelli bir yönetim anlayışından tekrar demokratik yönetime dönülmüştür.

Pontus hakimiyeti dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] III. Aleksandros’un ölümüyle birlikte zayıflayan ve parçalanan Makedonya’dan bağımsızlığını ilan eden bölgelerden biri de I. Mitridat Ktistes liderliğinde Pontus Krallığı olmuş, Samsun da krallığın toprakları içerisinde yer almıştır. Kral olduktan sonra önemli atılımlar yapan ve Kırım’a kadar krallık topraklarını genişleten VI. Mitridat, MÖ 85 yılında Roma Cumhuriyetine saldırmış, savaş yirmi beş yıl sürmüştür. VI. Mitridat bu dönemde tanınmış Romalı generallerden Lucius Cornelius Sulla, Lucius Licinius Lucullus ve Gnaeus Pompeius Magnus’a karşı zaferler kazanmıştır. MÖ 63 yılında Lucullus lejyonlarıyla Samsun, Sinop ve Trabzon’u ele geçirmiş, Pompeius ise VI. Mitridat üzerine yürümüş ve kesin bir zafer kazanmıştır.[30] Oğlunun kral naibi olduğu Kırım’a kaçan VI. Mitridat oğlu tarafından ihanete uğramış, zehir içerek intihar etmek istediyse de zehire olan bağışıklığı sebebiyle ölmemiştir.[59][30] Bunun üzerine kendi isteğiyle sadık bir askeri tarafından hançerlenerek öldürülmüştür.[59]

Roma egemenliği dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Babası VI. Mitridat’a ihanet eden II. Farnekes bunun karşılığında “Roma’nın dostu ve müttefiki” sıfatıyla Pontus kralı ilan edilmiş ve krallık vasal bir Roma krallığı olarak yaşamaya devam etmiştir. Ancak Gnaeus Pompeius Magnus ve Jül Sezar’ın arasındaki çekişmeyi fırsat bilen II. Farnekes Kırım’dan gelerek Samsun’u kuşatmış, Roma’ya sadık kalmak isteyen kent dirense de düşmüş ve halk Pontus ordusunca kılıçtan geçirilmiştir.[30] Bir yıl sonra Zela Muharebesi’nde Sezar komutanlığındaki Roma ordusu II. Farnekes’in komutasındaki Pontus ordusu ile karşı karşıya gelmiş[60], savaştan zaferle çıkan Sezar ünlü veni, vidi, vici sözünü yazdığı bir mektubu başkent Roma’ya göndermiştir.[61] Samsun ise Roma Cumhuriyetine olan bağlılığından dolayı serbest şehir olarak tanımlanmış ve vergiden bağımsız, kendi kendini yöneten bir kent olarak Roma Cumhuriyetine bağlanmıştır.[30]

Jül Sezar’ın suikaste uğramasının ardından kurulan ikinci triumvirlik döneminde Sezar karşıtı olan Marcus Antonius tarafından Sezar’a bağlılığı halen devam eden Samsun’a Straton adında zalim bir komutan vali olarak atanmıştır.[30] Aktium Muharebesi’nde Antonius’un yaşadığı hezimet ve intiharından sonra ilk Roma imparatoru olarak tahta çıkan Sezar’ın yeğeni ve evlatlığı[62] Caesar Divi Filius Augustus tarafından Samsun’a eski durumu iade edilmiş ve tekrar serbest şehir olarak tanımlanmıştır.[30] Önceleri Bitinya eyaletine bağlı olan şehir sonraları Galatya eyaletine bağlanmıştır.[30] 111-113 yılları arasında Samsun valisi olan olan Pline’in imparator Trajan’a yazdığı mektuptan şehrin yerel bir meclis tarafından kendi yasalarıyla yönetildiği öğrenilmektedir.[30] Fakat başkent Roma’dan gelen emirler ne olursa olsun yerine getirilmek zorundaydı. 2. yüzyılın sonlarından itibaren şehir özel durumunu yavaş yavaş kaybetmiş ve merkezî yönetime daha bağlı bir yönetim anlayışı hakim olmaya başlamıştır.[30]

Bizans dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Roma İmparatorluğunun 395’te bölünmesiyle birlikte doğu topraklarına hükmeden Bizans İmparatorluğunun hakimiyet bölgesinde kalan Samsun önceleri Helenopontus eyaletine, I. Justinianos dönemiyle birlikte de Armeniak bölgesine bağlanmıştır.[63][64] Ayrıca şehir bir piskoposluk merkezi haline getirilmiştir.[65]

Bir ara Mutasım’ın emriyle 863 yılında Malatya Emiri Ömer bin Abdullah şehri ele geçirilip yağmalasa da şehir tekrar Bizans hakimiyetine girmiştir.[66][65] Şehir 14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Ceneviz Cumhuriyeti egemenliğine geçse de bu durum savaşla değil Bizans’ın Ceneviz ile yaptığı anlaşmalar sonucu kentin boşaltılmasıyla gerçekleşmiştir. Bu dönemde kent bir ticaret kolonisi olarak yaşamaya devam etmiştir.

Türk egemenliğinde Samsun[değiştir | kaynağı değiştir] Selçuklu dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun Kalesi’nin tek fotoğrafı.
Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Anadolu’ya giriş yapan Türk ailelerinden olan Danişmendliler Orta Karadeniz’e doğru akınlar yapmaya başlamışlar[67] ve Samsun’u da kuşatarak Danişmendliler Beyliğine dahil etmek isteseler de başarısız olmuşlardır. Bunun üzerine Melik Gazi mevcut kentin yanına yeni bir yerleşim daha kurmuş ve iki Samsun meydana gelmiştir.[14] Müslüman halk arasında eski kente “gavur Samsun”, yeni kente ise “Müslüman Samsun” denmekteydi.[68][69] Samsun Kalesi’ni inşa eden Danişmendlilerin tahkim ettiği Samsun[70], II. Kılıç Arslan’ın son dönemlerinde Anadolu Selçuklu Devleti himayesine girmiştir.[71]

1204’te Latin İmparatorluğunun kurulmasını takiben Konstantinopolis’ten kaçan Bizans soylularından I. Aleksios Komnenos doğuda Trabzon İmparatorluğunu, I. Teodor Laskaris ise batıda İznik İmparatorluğunu kurmuştur. Kalan yerlerde ise Anadolu Selçuklu Devleti hakimiyeti devam etmekteydi. Bu dönemde eski Samsun’da Sava isminde Bizanslı eski bir vali bulunuyordu[72] ve Ceneviz adına şehri idare ediyordu. I. Aleksios Komnenos her iki Samsun’u da fethetmesi için kardeşi David Komnenos’u göndermiş, bunun üzerinde Müslümanlar da Anadolu Selçuklu sultanından yardım istemişlerdir.[73][74] 1206 yılında I. Gıyaseddin Keyhüsrev Trabzon üzerine sefere çıkmıştır.[70] 1228 yılında I. Andronikos Samsun ve Sinop limanlarını yağmalasa da I. Alâeddin Keykubad sefere çıkarak bölgede otoriteyi tekrar sağlamıştır.[75][76]

Anadolu beylikleri dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Bir hafta sürdükten sonra 3 Temmuz 1243’te sonlanan Kösedağ Muharebesi sonucunda Moğol İmparatorluğuna bağlı bir devlet haline gelen Anadolu Selçuklu Devleti II. İzzeddin Keykavus, IV. Kılıç Arslan ve II. Alâeddin Keykubad’ın üçlü yönetimiyle yönetilmeye başlamıştır. Samsun II. Alâeddin Keykubad’ın yönetim bölgesi içerisinde yer almış, onun ölümünden sonra ise bölge IV. Kılıç Arslan’a kalmıştır.[70] 1260 yılında Trabzon İmparatorluğu tarafından işgal edilen kent 1296’da Pervaneoğulları Beyi Muineddin Mesud tarafından yağmalanmış ve ele geçirilmiştir.[70] Bu sırada Muineddin Mesud Cenevizliler tarafından kaçırılmış, şehrin yönetimi ise Moğollar tarafından gönderilen Mücireddin Emir Şah’a geçmiştir.[70] Eski şehir ise hala Cenevizlilerin kontrolündeydi. Bu dönemde Trabzon’a alternatif önemli bir ticaret limanı olmaya başlamış ve hem Anadolu hem de Mezopotamya kervan yolları için önemli bir çıkış kapısı alternatifi olmuştur.[77]

14. yüzyılın ortalarında Eretna Beyliğine geçen Samsun Alaeddin Eretna’nın ölümünden sonra Canik beylikleri arasında sık sık el değiştirmiştir.[68] 1395 yılında Candaroğulları Beyliğinin elinde bulunan Samsun kısa bir süreliğine Osmanlı Devleti hakimiyetine girse de daha sonra Kubadoğulları Emirliği tarafından ele geçirilmiştir.[70] 1398 yılında I. Bayezid, Kubadoğulları üzerine yürümüş ve Samsun’u Osmanlı topraklarına katmış, Bulgar çarının oğlu İskender’i vali tayin etmiştir.[78] Hristiyanların bulunduğu eski Samsun’a ise Ceneviz ile barış içerisinde bulunulması nedeniyle dokunulmamıştır.[79]

1402’de I. Bayezid’in Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesi sonrası Fetret Devri’ne giren Osmanlı Devletinin zayıflığından yararlanan Kubadoğulları tekrar Samsun’da hakimiyet kurmuşlardır.[16] Timur’un atamasıyla[80][81] Amasya çevresinde emirliğini ilan eden[82] Mehmed Çelebi’yi tanımayan Kubadoğlu Ali Bey, Taceddinoğulları Beyliği üzerine yürüyerek Niksar’ı kuşatmıştır. Mehmed Çelebi ise Amasya’dan gelerek Kubadoğlu Ali Bey’i bozguna uğratmış ve Taşanoğlu Ahmed Bey’i Samsun valisi olarak atamıştır.[83] 1414 yılına kadar Osmanlı himayesindeki Taşanoğulları Beyliği tarafından yönetilen Samsun, Kubadoğlu Ali Bey’in oğlu Kubadoğlu Cüneyd Bey tarafından kuşatılmış ve ele geçirilmiştir.[84][85] Kubadoğlu Cüneyd Bey daha sonra Osmanlı padişahından af dilemiş, bunun üzerine vali olarak makamında bırakılmıştır.[83] Kastamonu Emiri Celaleddin Bayezid’in oğlu Candaroğulları Beyi Hızır Bey, Kubadoğlu Cüneyd Bey’i öldürterek Samsun’u işgal etmiş[86], daha önce çelebi sanıyla anılan fakat padişah olunca I. Mehmed adıyla tahta oturan Osmanlı padişahı bölgenin tamamen devlete bağlanması için Biçeroğlu Hamza Bey’i görevlendirmiştir.[16] Eski Samsun’a saldıran Biçeroğlu Hamza Bey, Cenevizlilerin kaleyi ateşe verip kaçmaları ile birlikte şehri savaşmadan ele geçirmiştir.[16] Amasya Valisi Murad Çelebi ise Hızır Bey’in elinde bulunan Samsun’a yönelmiş, Hızır Bey kenti savaş yapmadan Osmanlılara teslim etmiştir.[87][88] Böylece iki Samsun da Osmanlı hakimiyeti altına girmiştir.[15] Samsun Tâcü’t-Tevârih’e göre[89] 1419, Âşıkpaşazâde’nin Tevârîh-i Âl-i Osman’ına[90] ve Oruç Bey’in Tevârîh-i Âl-i Osman’ına[91] göre ise 1416 yılında Canik Sancağı adıyla Sivas Eyaletine bağlı olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.[92][93]

Mehmed Çelebi’nin padişah olmasından sonra Amasya valisi olan oğlu Murad Çelebi, II. Murad sanıyla 1421’de tahta çıkmıştır. II. Murad’ın ilk yıllarındaki saltanat kavgası dönemini fırsat bilen Türkmenler Tokat, Amasya, Artova ve Sinop’a saldırmışlar, Kubadoğlu Cüneyd Bey’in oğlu Canik Emiri Hüseyin Bey de karışıklıktan faydalanıp 1422’de Samsun’u ele geçirmiştir.[16] Lala Yörgüç Paşa tarafından Amasya’ya çağrılan Türkmen liderlerinin kılıçtan geçirilmesi üzerine Hüseyin Bey bizzat Amasya’ya giderek teslim olmuştur.[94] 1428’de Canik beylerinin elinden alınan Samsun, Lala Yörgüç Paşa’nın oğlu Hızır Bey’in yönetimine verilmiştir.[95]

Osmanlı dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Osmanlı egemenliğinde geçen 15, 16 ve 17. yüzyıllarda önemsiz bir iskele kenti olarak kalan Samsun, bu dönemlerde çevre bataklıklarda imal edilen kendir ve halatlar ile savaşlarda orduya erzak yardımı yapması dışında unutulmuş bir kent görünümündeydi.[96] Bu nedenle de birçok kez eşkıya saldırılarına maruz kalmıştır.[16] Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım Hanlığı Osmanlı İmparatorluğunun elinden çıkınca şehrin ticareti de iyice gerilemiştir.[97]

Baba Zünnun İsyanı sırasında Samsun Beyi Mehmet Bey sağladığı başarılar nedeniyle yükselmiş ve Çaldıran Muharebesi’ndeki katkıları nedeniyle de paşa seviyesine yükselmiştir.[16] Bu dönemde Sivas Vilayetine bağlı olan Samsun Trabzon Vilayetine bağlanmıştır.[98] En zor dönemini 17. yüzyılda yaşayan şehir III. Mehmed döneminde Kazakların saldırısına uğramış, büyük zarar görmüştür.[16] Zamanla halkın kenti terk etmesiyle Samsun, 1642 ve 1643 yıllarında köy düzeyine kadar inmiştir.[99]

1774 yılında Canik muhassıllığına atanan Muhassıl Canikli Ali Paşa’nın ailesi 1808 yılına dek bölgeye hakim olmuştur.[100] III. Selim’in son dönemlerinde muhassıl olarak atanan Hazinedar Süleyman Ağa’nın ailesi ise 19. yüzyıl ortalarına kadar Canik ve dolayısıyla Samsun’da söz sahibi olmuşlardır.[100] Bu dönemden sonra ise Samsun’a mutasarrıflar atanmaya başlamıştır.[101] Samsun’da görev yapan mutasarrıflar arasında Ziya Paşa da bulunmaktadır.[102]

19. yüzyıl ortalarından itibaren Samsun, tütün ekiminin yaygınlaşması ve buharlı gemi ticaretinin Karadeniz’de de başlaması ile tekrar gelişmeye başlamıştır.[103][97] Şehrin ticarî ve ekonomik potansiyeli arttığı gibi nüfusu da gelişmiştir.[104] Trabzon ve Ege kıyılarından Türklerin, İç Anadolu’daki Rumlar ile Ermenilerin ve Avrupalı tüccarların şehre yerleşmeye başlaması, Kafkasya göçmenlerinin Samsun’a yerleştirilmeleri gibi etmenler nüfus gelişiminde etkili olmuştur.[105] Karadeniz kıyısının önemli transit limanlarından biri konumuna gelen Samsun zengin bir ticaret kenti görünümüne girmiş, 1869 yılında çıkan Büyük Yangın ile şehrin neredeyse tamamı yansa da[106] Fransız bir mimara yaptırılan planlama neticesinde planlı bir şekilde yeniden imar edilmiştir.[105]

1893 yılında yapılan nüfus sayımına göre Samsun’un nüfusu 67.624 idi. Nüfusun %49.4’ünü Müslümanlar, %48.6’sını Rumlar, kalan %2’yi ise Ermeni, Bulgar ve Yahudiler oluşturmaktaydı.[107]

1870 yılında Savvas İyonnidis tarafından kaleme alınan Pontus ve Trabzon Üzerine isimli kitapta Megali İdea ülküsü anlatılmış, gerçekleştirme yolları olarak ise çetecilik faaliyetlerinden bahsedilmiştir.[108] Megali İdea yolunda siyasî bir çözüm yolu olabileceği düşüncesi ise II. Meşrutiyet sonrası doğmuş, Birinci Balkan Savaşı sırasında gelişmiş, 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla eyleme dönüşmüştür.[109][110] İyonnidis’in bahsettiği çetecilik faaliyetlerine Samsun’da ilk defa Amasya Metropoliti Germanos Karavangelis’in 1908’de örgütlediği Rum çetelerinin faaliyetleriyle rastlanmaktadır. Rum çeteleri Samsun’da eylemlerde bulunmuş, Türk köylerine baskınlar yapmıştır.[111][112]

Rumlar yalnızca silahlı mücadeleye girmemiş, ekonomik alanda da çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Ekonomik açıdan güçlü olan Rumlar, dönemin Samsun Şehremini Papasoğlu Yorgaki Efendi’nin de desteğiyle çeşitli yollarla tütün tarlalarına el koymuş, satın almış ya da tefecilik yoluyla ele geçirmişlerdir.[113] O dönem Samsun Şehremaneti Meclisi’nin yönetim kurulu 7 Rum, 1 Türk; Samsun Ticaret Odası’nın yönetim kurulu 4 Rum, 3 Ermeni, 1 Türk; Samsun Ziraat Meclisi’nin yönetim kurulu 6 Rum ve 2 Türk’ten oluşmaktaydı.[114]

I. Dünya Savaşı sırasında[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi karargah binası önünde fotoğraf çekilen subaylar.
28 Mayıs ve 10 Haziran 1915’te Rusya İmparatorluğu Karadeniz kıyısındaki diğer Osmanlı liman kentleriyle birlikte Samsun’u da bombalamış, bu olay kenti zor duruma sokmuştur. En büyük zararı ise Rüsumat Dairesi yaşamış, rüsumata ait bir bina, bir gümrük ambarı, bir kulübe ile gazhane deposu tamamıyla tahrip olmuştur.[100] Ayrıca çok sayıda filika, çapar, motor gibi ulaşım aracının yanı sıra çeşitli cinste gemiler ile Şimendifer İskelesi, Gümrük İskelesi, Gazhane İskelesi tahrip edilmiş; Kılıçdede Mahallesi, Gazhane, Kumcağız civarları zarar görmüştür.[100] Temmuz ayında daha kapsamlı bir saldırıda bulunan Ruslar belediyeye ait iskeleler, Hançerli, Rum, Ermeni mahalleleri, buğday pazarı ve limandaki yük gemilerini hedef almıştır.[100] Birçok iskele ve depo da bombalamadan nasiplerini almışlardır.[100]

1916 yılında tekrar saldıran Ruslar Samsun Limanı’nı hedef almış[115], 25 Mayıs 1917 yılında Romanya Krallığına ait uçaklar kent üzerinde denetim uçuşları yapmışlardır.[116]

Rus bombardımanlarıyla geçen yıllarda Rum çetelerinin faaliyeti azalsa da tamamen durmamıştır.

Mondros Mütarekesi ve Kurtuluş Savaşı sırasında[değiştir | kaynağı değiştir] I. Dünya Savaşı’ndan hezimetle çıkan Osmanlı İmparatorluğunun imzaladığı Mondros Mütarekesi ülkenin her yanını işgale açık hale getirmiştir.[117] Mütarekeyi takip eden süreçte Osmanlı Hükûmeti toplumsal huzuru ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlama siyasetini yürütmek isterken[118] Karadenizli Rumlar ise katliam ile karşı karşıya olduklarını iddia edip toprak talep ediyorlardı.[119] Rumların bu siyasî çalışmaları batı dünyasında etkili olmuş ve Anadolu’daki Rum ve Ermenilerin yardıma muhtaç olduğu algısını yaratmıştır.[120] Yunanistan Krallığı, Karadeniz’deki asayiş sorununu gerekçe göstererek bölgenin işgal edilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine Karadeniz kıyılarında asayişten sorumlu olan Britanya İmparatorluğu üç ve Fransa Cumhuriyeti bir savaş gemisi göndererek mutasarrıftan bilgi almışlardır.[121]

Samsun Ermenilerinin İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nden ayrıldıklarını ve Ankara Hükûmeti’ne bağlılıklarını açıkladıkları bildiri.
I. Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında da Türk köylerine saldırılarda bulunan Rumlar, Megali İdea ülküsünü gerçekleştirmek adına Kurtuluş Savaşı sürerken de bu saldırılarına devam etmişlerdir. Kent çıkışları silahlı çeteler tarafından tutuluyor, kent yakınlarından yaylım ateşleri açılıyor, günümüzdeki Çiftlik Caddesi’nin civarında yer alan Hamdi Paşa Çiftliği’nin yanındaki Rum mezarlığından her gece silahlar atılıyordu.[122] Türkler ise “gavur azması” olarak adlandırdıkları[123] bu saldırılardan korunmak için silahla nöbet bekliyorlardı.[124] Ayrıca Rumlar, Yunanistan’ın bağımsızlık günü olan 7 Nisan’ı Samsun’da konferanslar vererek, Yunan kültürünü betimleyen maketler gezdirerek kutlamışlardır.[122]

1918’in nisan ayında Germanos Karavengelis, çete liderlerini toplayarak her birine çeşitli sorumluluk bölgeleri vermiş ve çeteler daha sistemli olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.[125] Yol kesmek, köy basmak, fidye toplamak, postaları soymak gibi çeşitli yöntemlerle çalışan çeteler ayrıca kazığa oturtma, kasatura ile karın yarma gibi işkence biçimlerini de kullanıyordu.[126]

9 Mart 1919 tarihinde 15. Tümen Kumandanı Mustafa Asım Bey ve Samsun Mutasarrıfı İbrahim Ethem Bey’in şehirde sıkıyönetim ilan etmesiyle 200 kişilik Britanya askerî müfrezesi tarafından Mondros Mütarekesi şartları gerekçe gösterilerek şehir işgal edilmiştir.[119] Rumlar tarafından sevinçle karşılanan[127] işgal kuvvetleri İlyasköy’deki sekiz kışlaya yerleşmiş, daha sonra gelen 150 kişilik ANZAK kuvvetlerinin bir kısmı kışlaya bir kısmı ise Samsun Sultanisi binasına yerleşmiştir.[119] Rum çetelerinin baskınları ve işgal kuvvetlerinin kışlaları doldurması dolayısıyla 15. Tümene bağlı erlerden bir kısmı kaçmış, çoğu ise terhis edildiğinden dolayı Samsun’daki tümenin mevcudu 4/3 oranında azalmıştır.[119] 1 Şubat 1920’de halk Samsun Şehremaneti önünde toplanarak işgalleri protesto etmekte iken aynı sırada kara birliklerine ek olarak Amerikan savaş gemilerinin Samsun Limanı’na yanaşmasını kutlayan Rumlar şehremanet binasını işgal etmiş, olaylar büyümüştür.[128]

30 Nisan 1919’da 9. Ordu müfettişliğine atanan[129] Mustafa Kemal, 19 Mayıs günü Samsun’a ulaşmıştır.[130] Görevinin gereklerini yerine getirmeye koyulan Mustafa Kemal bazı incelemelerde bulunmuştur. Bu incelemeler sonucunda Rum çetelerinin Müslüman halka saldırdığı, yerel yöneticilerinse dış devletlerin de duruma karışmasıyla bu olaylara müdahale edemediği kanısına varmıştır.[131] Bunun üzerine Canik mutasarrıfını görevden alarak yenisini atamış ve bölgede oluşan karışıklıklara yabancı askerlere aldırmaksızın doğrudan müdahale etmesini emretmiştir.[131]

Mustafa Kemal’in Samsun’dan ayrıldıktan sonra başkanlık ettiği Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi’nin ortaya koyduğu millî heyecan Samsun’da da etkisini göstermiş ve Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.[132] Daha öncesinde Cemiyet-i Hayriye-i İslamiye[133], İhtiyat ve Zabıtan Cemiyeti[134], Karadeniz Türkleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti[135] ve Oymak Teşkilatı[136][137] adında cemiyetler kurulmuş olsa da etkili olamamışlar, bunların arasından yalnızca Oymak Teşkilatı kayda değer çalışmalar yapabilmiştir.[132]

7 Mayıs 1920’de Samsun’a gelen Şefik Avni Paşa 15. Tümen kumandanlığını üstlenmiş ve Büyük Millet Meclisi’nin yardımlarıyla tümen yeniden silahlandırılmıştır.[138] 10 Temmuz 1920’de kurulan Umur-u Bahriye Şubesi’ne bağlı olarak Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi kurulmuş ve Rum çetelerine karşı mücadele etmeye başlamıştır.[139] 1920’nin sonlarına doğru da giderek büyüyen müfreze tam kadrolu bir tabur haline gelmiştir.[139] Rum çeteleri ile Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi’nin şiddetli çatışmalara girdiği 1921 ilkbaharında Türk çete lideri Topal Osman da Samsun’a gelmiştir.[140] Britanya ve Fransa güçlerinin şehirden çekilmesiyle birlikte Rum çetelerine karşı Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi, Topal Osman ve 15. Tümen büyük bir karşı saldırı başlatarak Türk köylerine saldıran çetelere büyük darbe vurmuşlardır.[138] 15. Tümenin 17 Mayıs 1921 tarihinde batı cephesine hareket etmesi üzerine Samsun’da 10. Tümen oluşturulmuş, vekil olarak Samsun Askerlik Dairesi Başkanı Yarbay İsmail Hakkı Bey atanmıştır.[138] İsmail Hakkı döneminde de Rum çeteleri ile çatışmalar devam etmiştir. Ardından Cemil Cahit Bey tarafından devralınan tümen onun döneminde Samsun çevresindeki Rum çetelerini büyük oranda imha etmiştir.[138] Rum çetelerinin çoğunun yok edilmesinden ve dağıtılmasından sonra Samsun İstiklal Mahkemesi yargılamalara başlamış, 79 kişi idama, 5 kişi 15 sene 1 kişi ise 5 sene küreğe, 17 kişi seferberlik sonuna kadar 1 kişi de 10 seneliğine hapis cezasına mahkûm edilmiştir.[141][142]

Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, kentte tehlikenin sona ermesiyle birlikte 30 Ağustos 1921’de Saathane Meydanı’nda miting düzenlemiştir. Mevcut durum hakkında konuşmalar ile bilgilendirmelerin yapıldığı miting müftünün duasıyla sona ermiş ve Ankara Hükûmeti’ne bağlılık telgrafı çekilmesi kararı alınmıştır.[143] 6 Ocak 1922’de ise Samsun Türk Ortodoks Cemiyeti Ruhani Lideri Papa Atnas tarafından Samsun’a davet edilen Türk Ortodoksları Ruhani Lideri Papa Eftim’in de katılımıyla bir bildiri okunmuş ve Türk Ortodokslarının Ankara’ya bağlılıklarını açıklamışlardır.[144] Aynı yıl Samsun Ermenileri de bir bildiri ile İstanbul Ermeni Patrikhanesi ile ilişkilerini kestiklerini ve Ankara’ya bağlı olduklarını duyurmuşlardır.[145][146]

Karadeniz’de ellerindeki birkaç küçük gemiyle Sovyetler Birliği’nden silah ve cephane getirmeye çalışan Türk denizcileri, Yunan avcı botları ve savaş gemileriyle baş etmekte zorlanıyorlardı. Daha büyük gemilere ihtiyaç duyan gemiciler için Trabzon Nakliyatı Bahriye Kumandanı Fahri Bey’in planı doğrultusunda, Yunanların Karadeniz’deki büyük ticaret gemilerinden birinin ele geçirilmesine karar verilmiştir.[147] Plana göre Sovyetlerin Novorossiysk Limanı’nda yükleme yapan Enosis kargo gemisi yola çıktıktan sonra iki küçük Türk gambotu tarafından durdurulup el konularak gizlice Trabzon’a getirilecekti.[147] Plan 26 Nisan 1922 akşamı hayata geçirilmiştir. Birkaç saat süren kovalamacadan sonra Enosis, içindeki 500 bin liralık malzeme ile altınlarla birlikte ele geçirilmiş ve Trabzon adı verilerek Türk nakliye filosuna katılmıştır.[147] O güne kadar yalnızca taşımacılık yapan Karadeniz’deki Kuva-yi Milliyeci denizciler, bu harekatla ticarî gemiler yoluyla Yunan güçlerine darbe vurmaya başlamışlardır.[147] Yunanlar ise misilleme olarak Samsun Bombardımanı’nı planlamışlardır.

1922’de ele geçirilerek Trabzon adı verilen Yunan kargo gemisi Enosis.
7 Haziran 1922 tarihinde sabaha karşı Georgios Averof ve Kilkis zırhlıları, panter sınıfı iki muhrip, iki yardımcı kruvazör ve dört küçük mayın tarayıcı gemiyle Yunan filosu Samsun açıklarına gelmiştir.[146] Savunma önlemleri alan Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi ve 10. Tümen siperlere cephane yığmaya başlamış, sahile topçu bataryaları yerleştirilmiştir.[147] Yunanlar saat 10.00 civarında gözlemci sıfatıyla Samsun Limanı’nda demirli olan Amerikan gemilerine Samsun Mutasarrıfı Faik Bey’e verilmek üzere[148] protesto mektubu vermiş, mektup mutasarrıfa ulaştırılmıştır. Protestoda Samsun’un askerî üs haline getirildiği ve kent özelliğini kaybettiği belirtilerek şehrin teslim edilmesi istenmiştir. Ankara Hükûmeti ile yapılan telgraflaşma sonucunda bu istek reddedilmiş, Samsun’un açık bir şehir olduğu ve bombalanamayacağı şayet bombalanırsa tüm sorumluluğun Yunanistan Krallığı’na ait olacağı cevabı verilmiştir.[149] 15.30’da hükûmet konağı, kıyıdaki ambarlar ve deniz araçları, kentin batısındaki Rus petrol tankları ile Amerikalı ve Hollandalı tüccarlara ait tütün depoları hedef alınarak bombardıman başlamış, Türk tabyaları ise sahildeki topçu bataryaları ile cevap vermiştir.[147] İki saat süren bombardıman sırasında Yunan gemileri 500’den fazla mermi kullanmış, 4 asker ölmüş ve 3 asker de yaralanmıştır. Ayrıca 4.170 teneke petrol, 68.368 kg benzin, 900 kilogram ispirto ile askerî yiyecek ambarı yanmış; 48 ev, 3 dükkan, hükûmet konağı, gümrük binası, Canik Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi ve yetimhanesi yıkılmış, sahildeki 16 balıkçı teknesi hasar görmüştür.[150] İki saat sonunda Georgios Averof zırhlısının çekilmesiyle birlikte diğer gemiler de çekilmiş ve bölgeyi terk etmişlerdir.[147]

Bombardımandan sonra toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi 12 Haziran ve 16 Haziran 1922 tarihli toplantıları sonucu bütün Karadeniz sahillerini savaş alanı ilan ederek bölgedeki Rumların tehcirine karar vermiştir.[151] Samsun’daki Rum çeteciliğinin önde gelen ailelerinden Yelkencioğulları, Andavallıoğulları ve Enfiyecioğullarına ek olarak varlıklı Rumlar Dahiliye Vekaleti’nin izniyle İstanbul’a gitmişlerdir.[151] Ardından 10. Tümen kumandanı olarak atanan Trabzonlu Albay Veysel Bey döneminde Rum çetelerini organize eden idareciler yakalanmıştır. Trabzonlu Albay Veysel Bey’in batı cephesine atanmasıyla yerine Mustafa Bey atanmış ve Rum çetelerine onun döneminde büyük darbeler vurulmuştur.[152] 10. Tümen Tugay Kumandanı Kurmay Yarbay Hafız Zühtü Bey’in de Çarşamba ve Ünye civarındaki çeteleri temizlemesiyle Samsun ve yöresi Rum çetelerinden tamamen temizlenmiştir.[152] Türk zaferiyle birlikte Megali İdea ülküsü tarihe karışmış, batı cephesindeki 15. Tümen Samsun’a dönmüş ve 10. Tümen dağıtılmıştır.[153]

Türkiye dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kurtuluş Savaşı’nın sonlanması ve Türkiye Cumhuriyetinin ilanı ile Türkiye sınırları içerisinde kalan Samsun, sancak ve mutasarrıflıkların il yapılmaları üzerine il statüsü kazanmıştır. 1923 mübadelesi ile şehirdeki Rumlar Yunanistan’a göç etmiş, Rumlardan boşalan yerler ise mübadillere tahsis edilmiştir.[154]

Cumhuriyetle birlikte il olan Samsun il merkezi dışında Bafra, Çarşamba, Havza, Terme ile Vezirköprü olmak üzere beş farklı ilçeye bölünmüştür.[155] Bu ilk beş ilçe dışında ilk olarak 1 Haziran 1928 yılında Ladik’in ilçe yapılmasıyla[156] Samsun’daki ilçe sayısı altıya yükselmiş, 1934’te Kavak[157], 1944’te de Alaçam[158] ilçelerinin kurulmasıyla şehirdeki toplam ilçe sayısı sekiz olmuştur. 19 Haziran 1983 tarihinde kabul edilen 3392 numaralı kanun ile de Salıpazarı, Asarcık, Ondokuzmayıs ve Tekkeköy ilçeleri kurulmuştur.[159] 9 Mayıs 1990’da kabul edilen 3644 numaralı kanunla ise Ayvacık ve Yakakent adında iki ilçe daha kurulmuştur.[160] 2 Eylül 1993 tarihinde kabul edilen 504 numaralı kanun hükmünde kararname ile büyükşehir belediyesi kapsamına alınan Samsun’un merkez ilçeleri de büyükşehir ilçeleri adını almıştır.[161] 6 Mart 2008’de 5747 numaralı kanun ile Atakent, Kurupelit, Altınkum, Çatalçam ve Taflan beldelerinin birleşerek Atakum beldesine katılmasıyla Atakum; Gazi ve Yeşilkent beldelerinin İlkadım’a katılmasıyla İlkadım adında bir ilçe kurulması ve Canik beldesinin de ilçe yapılması karara bağlanmıştır.[162][163] Bu değişiklik ile büyükşehir ilçeleri Atakum, İlkadım, Canik, Tekkeköy olarak belirlenmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[164]

1927’de elektrik şebekesinin hizmete açıldığı şehrin su şebekesine kavuşması ise 1929 yılını bulmuştur.[165]

Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun ve çevre illerden geçen Yeşilırmak, Karadeniz Bölgesi’nde önemli bir sulak alan oluşturmaktadır.
Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde yer almaktadır.[166] 2014’ten önce merkezi oluşturan Atakum, Canik, İlkadım ve Tekkeköy 661m2’lik bir alanı oluşturmaktadır. İl merkezinin kuzeyinde Karadeniz, batısında Bafra ve Ondokuzmayıs ilçeleri, güneyinde Kavak ile Asarcık ilçeleri ve doğusunda ise Çarşamba yer almaktadır. 605.319 kişilik merkez nüfusuyla[167] Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin en kalabalık ikinci ili olan Trabzon’un[2] merkez ilçesi Ortahisar’dan 299.033 kişi daha kalabalıktır[168] ve Karadeniz Bölgesi’nin en kalabalık şehir merkezidir.

Canik Dağları’nın orta kesimleri Samsun sınırlarında yer almaktadır.[169] Yüksekliği 1.500 metreyi geçmeyen bu dağlar basık, yuvarlak ve dar sırtlıdır. Bu nedenle şehrin kıyı ile olan bağlantısını kesmemektedir. Kızılırmak ve Yeşilırmak’ın oluşturduğu deltalar ise ilin önemli tarım ovaları olan Çarşamba ve Bafra ovalarını barındırmaktadır. Samsun il sınırları içerisinde yedi farklı göl bulunmasına rağmen bunların hiçbiri büyükşehir ilçeleri sınırlarında yer almaktadır. Ayrıca ildeki dokuz göletten yalnızca Taflan Göleti merkezde yer almaktadır. Kurugökçe Deresi’nden beslenen gölet 2007 yılında tamamlanmıştır ve 2.261hm3 depolama hacmi bulunmaktadır.[170]

Bitki örtüsü[değiştir | kaynağı değiştir] İlin genelinde zengin ormanlara sahip olan[169] Samsun’un büyükşehir ilçelerindeki ovalık yerlerde orman örtüsü yok denecek kadar azdır. Şehrin eğimli yerlerinde 1.200 metreye kadar olan kesimlerinde kayın, meşe, kestane, gürgen, dişbudak gibi geniş yapraklı ağaçlar yer alırken; 1.200 metre yukarısında ise iğne yapraklı ağaçlar bulunmaktadır.[171]

Akarsu ve barajlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun ili topraklarından geçerek Karadeniz’e dökülen Kızılırmak ve Yeşilırmak şehir merkezi içerisinde yer almamaktadır.[172] Büyükşehir ilçeleri sınırlarında Mert Irmağı, Kürtün Deresi, Karaboğaz Deresi, Afanlı Deresi, Elmalı Deresi, Taflan Deresi, Cecil Deresi, Eğridere, Abdal Irmağı, Büyüklü Deresi, Kirazlık Deresi, Şabanoğlu Deresi, Kör Dere, Azot Deresi, Tekkeköy Deresi, Hıdırellez Deresi, Balcalı Deresi ve Yılanlı Dere bulunmakta[173] fakat özellikle Mert Irmağı ve Kürtün Deresi düzensiz debileri nedeniyle sık sık taşmakta ve sel tehlikesi oluşturmaktadırlar.[174][175][176]

Samsun’un il genelinde altı baraj bulunmakta fakat bunları hiçbiri büyükşehir ilçeleri içerisinde yer almamaktadır.[177]

Yer altı zenginlikleri[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun ili genelinde çinko, kurşun, manganez, tuğla, kireçtaşı, doğal taş, kiremit ve çimento hammaddeleri ile linyit madeni ve jeotermal kaynaklar gibi yer altı zenginlikleri bulunmakla birlikte bunlardan yalnızca kireçtaşı, doğal taş, tuğla ve kiremit hammaddeleri büyükşehir sınırları içerisinde sınırlı miktarda bulunmaktadır.[178]

Depremsellik[değiştir | kaynağı değiştir] Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın etki bölgesi içerisinde yer alan Samsun ilinin büyük kısmı birinci derecede tehlikeli bölge içerisinde[179]; büyükşehir ilçeleri olan Atakum, Canik, İlkadım ile Tekkeköy ise ikinci ve üçüncü derecede tehlike bölge içerisinde yer almaktadır.[180] Fakat değişen fay hatları nedeniyle merkez bölgenin de birinci dereceye kayacağı[181] ve geçmişte de depremler yaşayan[182] Samsun’un gelecekte daha şiddetli deprem tehlikesi altında olacağı öngörülmektedir.[183] Samsun’da şimdiye dek hissedilen en şiddetli deprem 1943 Tosya-Ladik depremi olmuş, bu sarsıntıda 8 kişi ölmüş ve çok sayıda bina hasar görmüştür.[182]

Günümüzde Türkiye genelinde İstanbul’un ardından Samsun’da kurulan erken uyarı sistemi ile gerçekleşecek olan 5 ve üzeri şiddetinde depremlerin birkaç saniye öncesinden tespit edilmesi beklenmektedir.[184]

İklim[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun iklimi şehrin konumu ve coğrafyası dolayısıyla sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadeniz ikliminin etkisinde yazları sıcak ve nemli ve kışları serin olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altında karasal iklime sahiptir ve kışlar soğuk, yağmurlu, kar yağışlı yazları ise serindir.[185] Sahil kesiminde kışın kar çok az görülürken iç kesimlerde kış aylarında kar nedeniyle ulaşım aksayabilmektedir. Şehrin en düşük sıcaklık ortalaması 11 °C, en yüksek sıcaklık ortalaması ise 18,2 °C’dir.

[gizle]Nuvola apps kweather.svg Samsun iklimi Weather-rain-thunderstorm.svg
Aylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıl
En yüksek sıcaklık rekoru, °C 24,2 26,5 33,6 37,0 36,4 37,4 37,5 35,2 38,3 38,4 31,4 28,9 38,4
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C 10,9 11,1 12,0 15,3 19,0 23,7 26,5 27,0 23,9 20,1 16,7 13,1 18,2
Ortalama sıcaklık, °C 7,2 7,1 7,9 11,4 15,6 20,3 23,3 23,5 20,0 16,1 12,4 9,3 14,5
Ortalama en düşük sıcaklık, °C 4,2 3,9 4,7 8,0 12,1 16,2 19,2 19,7 16,5 12,9 9,2 6,4 11,0
En düşük sıcaklık rekoru, °C −8,1 −7,4 −7 −2,4 2,7 9,0 13,4 14,0 7,0 1,5 −2,8 −4 −8,1
Ortalama yağış, mm 68,1 57,5 63,3 57,1 48,7 45,9 32,2 39,7 51,4 80,6 83,8 78,0 706,3
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[186] Hava kirliliği[değiştir | kaynağı değiştir] Valilik tarafından şehrin hava kirliliğinin azaltılması yönünde çalışmalar[187] ve temiz hava eylem planlaması[188] yapılmasına rağmen 2015 yılında 250 günden fazla bir süre ideal hava kirliliği değerleri aşılmıştır.[189]

Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1965[190] 755.946 6
%26 197.103558.843 %74
1970[191] 821.183 7 %9Dark Green Arrow Up.svg
%29 235.716585.467 %71
1975[192] 906.381 7 %10Dark Green Arrow Up.svg
%32 290.207616.174 %68
1980[193] 1.008.113 7 %11Dark Green Arrow Up.svg
%34 345.200662.913 %66
1985[194] 1.108.710 7 %10Dark Green Arrow Up.svg
%37 408.622700.088 %63
1990[195] 1.158.400 8 %4Dark Green Arrow Up.svg
%45 525.305633.095 %55
2000[196] 1.209.137 14 %4Dark Green Arrow Up.svg
%53 635.254573.883 %47
2007[197] 1.228.959 15 %2Dark Green Arrow Up.svg
%59 725.111503.848 %41
2008[198] 1.233.677 15 %0Dark Green Arrow Up.svg
%63 776.385457.292 %37
2009[199] 1.250.076 15 %1Dark Green Arrow Up.svg
%64 802.011448.065 %36
2010[200] 1.252.693 15 %0Dark Green Arrow Up.svg
%65 816.576436.117 %35
2011[201] 1.251.729 16 -%0Red Arrow Down.svg
%66 827.796423.933 %34
2012[202] 1.251.722 16 -%0Red Arrow Down.svg
%67 840.399411.323 %33
2013[203] 1.261.810 16 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
2014[204] 1.269.989 16 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
2015[205] 1.279.884 16 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir] Tarım[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun Kent Müzesi’nde sergilenen tütünü tavlayan ve denkleyen tütün işçisi balmumu heykeli.
Tanzimat ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu tarımın gelişmesi için çalışmalar içerisine girmiş, bunun neticesi olarak bir ziraat örgütü kurulmuş ve Samsun’a bir ziraat müdürü tayin edilmiştir.

19. yüzyılda bağcılığın yaygın olduğu Samsun’da, günümüzde Samsun Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin bulunduğu yer bağ bahçeleri ile kaplıydı.[206] Buna bağlı olarak özellikle Rumlar ve Ermeniler arasında şarapçılık yaygın bir tarım sanayi kolu olarak gelişmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yıllık üzüm rekoltesi 26.000 kilogramı geçmekteydi.[207] Ayrıca siyah ve kokulu bir tür üzümden sirke de üretilmekteydi.[208] Mert Irmağı ve Kürtün Irmağı arasında da bağcılık yapılmakta, dutluklar bulunmaktaydı. Fakat 1908 yılında Dimetoka ve Edirne gibi şehirlerde görülen bağ ve dut hastalığı şehirlilerin gözünü korkutmuş, bağlar bozulmuştur.[209] O dönemden sonra bağcılık Samsun’da önem görmemiştir.

Helmuth Karl Bernhard von Moltke’nin Türkiye Mektupları adlı eserinden 19. yüzyılda Samsun’da zeytin üreticiliği de yapılmakta olduğu öğrenilmektedir.[210] Kitapta çevresi zeytin ormanı ile kaplı şeklinde tanıtılan Samsun’da zeytin üretimi yıllık 13.000 kilograma kadar ulaşmaktaydı.[211]

1870’li yıllarda zeytincilik ve bağcılığın yerine tütüncülük ön plana geçmiştir. Bununla birlikte zeytin ağaçları sökülmeye başlanmış ve boşalan alanlar tütün tarlası haline getirilmiştir.[212] Özellikle 19. yüzyılda yaygınlaşan tütün ekimi halkın en önemli gelir kaynağı haline gelmiştir. Kayıtlara göre 1873 yılında ülke dışına 1.815.450 kilogram, ülke içine ise 358.223 kilogram tütün sevk edilmiştir.[212] 1890 yılında ise ülke dışına 3.171.200 kilogram, ülke içine 1.931.000 kilogram tütün sevk edilmiştir. 1893 yılında Samsun’da tütün fabrikasının açılmasıyla birlikte üretilen tütünlerin bir bölümü bu fabrikada işlenmeye başlamıştır.[213]

Tütüncülüğün yanı sıra tahıl üretimi de Samsun’da önemli bir yer tutmaktaydı. Buğday, arpa ve mısır önemli tahıl ürünleri idi. Pirinç, çavdar ve yulaf da seyrek olarak üretilmekteydi. 1883 yılı kayıtlarına göre 1879 yılında 320.850 okka pirinç, 873.988 kile mısır yetişmiştir.[214] Ayrıca aynı kayda göre şehirde 2.178 adet sergen bulunmaktaydı.[214] Ayrıca 1887 yılı kayıtlarında yıllık pamuk üretiminin 5.000.000 kilogramdan fazla olduğu bilgisi yer almaktadır.[215] 1899 ürün cetvelinde ise 1.183.500 okka keten yetiştiği ve bir de kendir mahzeni bulunduğu bilgisi yer almaktadır.[216]

Kadıköy’de bulunan asma kütükleri ile Kılıçdede’de bulunan sık limon ağaçları bu ürünlerin bir dönem yörede yetiştirildiğini kanıtlamaktadır.[208]

Genellikle nadas usulü ile kullanılan topraklara bakan köylülerin büyük çoğunluğu kara sapan ile iş görmekteydiler. Küçük toprak sahipleri kendi topraklarını kendileri ekip biçmekte, büyük toprak sahipleri ise amele ile ya da yarıcılık ile topraklarını değerlendirmekteydiler. 1912 yılı kayıtlarında bazı Samsunluların Rusya’ya gidip orada yarıcılık yaparak tütün ziraatiyle uğraştıkları yer almaktadır.[217]

Sebzecilik ve meyvecilik de 19. yüzyıl Samsun’unda yaygın olarak görülen tarım kollarından biridir. Fasulye, patates, soğan başta olmak üzere salatalık, kabak, lahana, pırasa gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmekte idi.[212] 1870 ürün raporlarında Samsun’da 195, Bafra’da ise 300 bahçe olduğu yazmaktadır.[212] Meyve ağaçları ise daha ziyade evlerin bahçelerinde yetiştirilmekteydi. 1900’lü yılların başında Madozyan isimli bir Ermeninin meyve çiftliği vardı[218] ve 1940’lı yıllarda il özel idaresi tarafından Madozyan Çiftliği adı altında işletilmekte idi.[212] Buna ek olarak Lütfü Deveci Çiftliği de bir diğer meyve çiftliği idi.[212] Çiftliklerle birlikte Çarşamba’da şeftali, elma, armut, kayısı, erik, kiraz, vişne, ahlat ve ceviz yetiştirilmekteydi.[219] Ayrıca Dereköy karpuzu da Samsun’da yetiştirilmekte ve yörede ünlüydü.[212]

1943 yılında şehirde tarımın desteklenmesi amacıyla 20.000 dekar üzerine Gelemen Devlet Üretim Çiftliği kurulmuştur.[220][221] Ayrıca Çarşamba’da Ziraat Bankası’nın 100.000 dönümlük iki çiftliği vardı. 1949 yılında da meyveciliğin gelişmesi için Vilayet Çiftliği adında bir çiftlik kurulmuş ve halka fidan dağıtılmaya başlanmıştır.[222][212]

Kara sapan, pulluk, tırpan, kağnı, orak gibi aletler ile kas gücüne dayanarak yapılan tarım 1940’lı yıllarda yerini makine gücüne bırakmıştır. Samsun’da 1940 yılında 32 traktör, 405 tek tekerli, 1050 çift tekerli pulluk, 15 pancar mibzeri bulunmaktaydı. Çarşamba Ovası ve Bafra Ovası’ndaki bataklıkların kurutulması ve verimli tarım alanlarının açılması nedeniyle 1950’li yıllarda traktör sayısı hızla artmıştır. Bunlara bağlı olarak geleneksel tarım aletleri hızla terk edilmiştir.[223]

Samsun’un en büyük alışveriş merkezi olan Piazza AVM’nin içerisinden bir görünüm.
Günümüzde yüzölçümünün %47’si tarım alanlarından oluşan Samsun’da başlıca olarak tahıllar, baklagiller, endüstriyel bitkiler, yağlı tohumlar ve yumru bitkiler yetiştirilmektedir.[169] Son dönemlerde artan yatırımlarla birlikte organik tarımın da yapılmaya başlandığı bir şehir haline gelen Samsun’da organik karpuz ve ekolojik yumurta gibi ürünler yurtiçi ve yurtdışına dağıtılmaktadır. Narenciye domates, üzüm gibi eskiden bu yana üretilen meyveler günümüzde de önemli ihracat ürünlerindendir.[169]

2012 yılı verilerine göre şehirde toplam 381.873 hektar işlenmiş tarım alanı ve uzun ömürlü bitki ekim alanı bulunmaktadır ve bunların 245.423 hektarı hasat edilmiştir.[169] Aynı yıl elde edilen verilere göre 1.804.703 ton tahıl ve diğer bitkisel ürünler üretilmiştir. Toplam tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %24 artış olduğu görülmektedir. Toplam tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi içinde saman ve ot üretiminin payı %61 olarak gerçekleşmiştir.[169]

Yine 2012 yılında 1.373.389 ton sebze elde edilmiştir. Toplam sebze üretim miktarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %10,8 oranında artış olduğu görülmektedir. Samsun’un 2012 yılında Türkiye sebze üretimi içinde sebze üretimi payı ise %4,9 olmuştur.[169]

2012 yılında istatistiklere geçtiğine göre Samsun’da 168.328 ton meyve elde edilmiştir. Toplam meyve üretim miktarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %10,6 oranında düşüş olduğu görülmektedir.[169] Samsun’da bu yıllar arasında en fazla üretilen grup fındığın da içinde bulunduğu zeytin ve diğer sert kabuklular grubu olmuştur. 2012 yılında Samsun meyve üretimi, Türkiye meyve üretimi içinde %0,9’luk bir paya sahip olmuştur.[169]

2012’de Samsun’da 979 organik üretim yapan çiftçinin ektiği 4.421 hektar alanda üretim 6.475 ton olarak kayıt altına almıştır. Samsun bu miktarla Türkiye organik tarım üretimi içinde %0,4’lük pay elde etmiştir.[169]

2012 yılında kaydedilen tüm bu tarımsal üretimin toplam değeri 4.052.085₺’dır.[169]

Hayvancılık[değiştir | kaynağı değiştir] Hayvancılık da tarım gibi Samsun’da eskiden beri yapılmaktaydı. Yörede bulunan Osmanlı süvarileri at ihtiyaçlarını Bafra’da ve Çarşamba’da yetiştirilen Canik atlarından karşılamaktaydı.[224] Bu atlar çevik, uzun yola dayanıklı ve düzgün yürüyüşleri ile tanınmışlardı.[224] II. Bayezid döneminde Bafra’da 20.000 kısrağın bulunduğu bir hara olduğu da bilinmektedir fakat zamanla bu atlar yok olmuşlardır.[224] 1930’larda kuvvetli ve boylu at yetiştirmek için Matasyon’da (günümüzde Atakum) bir aygır deposu açılarak Fransa’dan biri safkan İngiliz, biri safkan Anglo-Arap ve biri de yarım kan Anglo-Norman olmak üzere 3 at ithal edilmiştir. 1931, 1932 ve 1933 yıllarında halkın damızlığa elverişli atlarıyla çiftleştirilerek istenilen nitelikte taylar elde edilmiştir.[225] Ayrıca hayvan hastalıklarıyla mücadele için Bafra, Havza ve Çarşamba’da aşı yerleri kurulmuştur.[226] 1933 yılında tüm ildeki hayvan sayısı aşağıdaki şekilde sayılmıştır[227]:

Kaza Katır Eşek At/Kısrak Sığır Manda Deve Kıl keçisi Koyun Tiftik
Samsun 145 3.763 2.030 22.618 7.508 2 19.863 33.476 7
Bafra 142 1.477 3.105 26.575 7.312 175 14.608 39.165 15
Çarşamba 4 239 1.904 22.561 5.246 Yok 2.463 13.535 Yok
Terme 15 9 1.017 8.201 2.115 Yok 695 3.664 Yok
Vezirköprü 186 2.622 1.961 17.249 5.784 3 18.564 11.925 103
Havza 32 1.425 1.205 12.201 5.101 Yok 12.330 10.908 97
Ladik 2 526 758 9.877 3.211 Yok 5.628 7.386 30
Toplam 526 10.061 11.980 119.282 36.097 180 74.151 120.659 252
1949 yılında 23.767 dönümlük bir arazi üzerine hayvancılığı geliştirmek amacıyla bir hara kurulmuştur.[224] Aynı yılın kayıtlarında 1.000 kadar koyun 185 kısrak, 50 manda ve 250 kadar da kara sığırın burada yer aldığı geçmektedir.[224] Devlet teşvikleriyle birlikte büyükbaş ve küçükbaşların yanı sıra tavuk, hindi, kaz, ördek gibi kümes hayvanlarının sayısı da sürekli artmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2012 yılına ait verilere göre 2012 yılında Samsun’un manda sayısının Türkiye içindeki payı %13.1’dir.[169] 2012 yılında Samsun’da süt üretimi içinde en fazla üretim inek sütünde olmuştur.[169] Uzun yıllardan beri devlet tarafından desteklenen hayvancılık sürekli bir gelişim içerisinde olmasına rağmen at ve eşek yetiştiriciliği gittikçe gerilemiştir.[169] Samsun’un güncel hayvan istatistikleri şu şekildedir:

Yıl Sığır Manda Koyun Keçi Kümes hayvanı At/Katır/Eşek Deve Domuz
2008 290.608 8.515 157.800 7.940 1.932.982 16 171 Yok Yok
2009 274.030 10.769 122.371 5.222 1.981.549 14.468 Yok Yok
2010 282.493 11.380 132.854 12.615 2.715.903 11.710 Yok Yok
2011 307.849 13.152 147.447 14.001 3.142 663 10.913 Yok Yok
2012 354.559 14.041 186.127 20.002 3.241 295 9.695 Yok Yok
Hayvancılığa ek olarak arıcılık ve süt üretimi de gelişim göstermiştir. 2012 yılında 336.635 ton inek, 6.309 ton manda, 7.615 koyun ve 821 ton keçi sütü imal edilmiş olup 1.185 ton da bal üretilmiştir.[169] 2012 yılında kaydedilen tüm hayvanların ve hayvansal üretimin toplam değeri ise 1.627.821₺’dır.[169]

Avcılık ve balıkçılık[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun ormanlarında ve su kenarlarında çeşitli av hayvanları bulunmasına rağmen avcılık daha çok kurt, tilki, sansar, yaban domuzu gibi zararlı hayvanları tarlalardan uzak tutmak için yapılmaktaydı. Bir yıl içerisinde Samsun’da en az 2.000 domuz öldürülmekteydi.[228] Şehirde eskiden domuz etinden salamura yapan tüccarlar da bulunmaktaydı.[228] Av eti sağlamak için ise çayır kuşu, sülün, yaban kazı, su tavuğu, tavşan, ördek, karaca ve geyik avlanmaktaydı.[229]

Akarsu ve göletlerinde tatlı su balıkları bulunan Samsun’un kıyısında bulunduğu Karadeniz de zengin bir balık kaynağıdır. 1940’lı yılların sonunda şehirde kıyı balıkçılığı yaygın olarak yapılmaktaydı. Kefal, tirsi, hamsi, sargan, kalkan, barbunya, kötek ve lüfer bol miktarda avlanmakta, avlanan balıklar genellikle şehirde tüketilmekteydi. Nisan ve mayıs aylarında avlanan kılıç balığı ve kalkan balığı ise İstanbul ve Ankara’ya gönderilmekteydi.[230] Balıkçılar geleneksel olarak dalyan, ağ, yemli aletler ve zıpkından oluşan teçhizatlarıyla balıkçılık yapmaktaydılar.[231]

Samsun’da günümüzde geçmişin aksine açık deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Balıkçılar radarlı ve modern donanımlı büyük balıkçı motorlarıyla denize açılmaktadır. Hamsi, istavrit, palamut, lüfer ve kefal günümüzde en çok avlanan balıklardır.[231] Hamsi, kasımdan itibaren daha çok kıyıya yakın kesimlerde avlanmaktadır. Eylül ve kasım ayları palamut, ekim ayında lüfer ve neredeyse tüm yıl boyunca kefal avlanabilmektedir.[231] Ayrıca şehirde yalnızca sofra balıkçılığının yanı sıra endüstriyel balıkçılık da yapılmaktadır.[232]

2012 yılına ait Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye çapında deniz ürünleri üretimi en fazla %49.7’lik oran ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. İstatistiklerde Doğu Karadeniz Bölgesi’ne dahil edilen Samsun’da yine aynı verilere göre 2012 yılında 612 ruhsatlı gemi ve 5.041 ruhsatlı kişi tarafından 319.000 ton tatlı su ürünü avlanmış ve 3.552 ton balık yetiştirilmiştir.[233]

Sanayi[değiştir | kaynağı değiştir] Karadeniz Bölgesi’nin en fazla sosyo-ekonomik gelişmişlik gösteren şehri olan Samsun’un büyükşehir ilçelerinden Tekkeköy’de 1.606.522 m2’lik alan üzerine 1981 yılında kurulan kurulan bir organize sanayi bölgesi yer almaktadır.[234] Karayolu, demiryolu ve havayolu ile erişim sağlanan bölgede 111 farklı sanayi parseli bulunmakta ve 5.000’den fazla kişi istihdam edilmektedir.[235] Sanayi bölgesinde üretim en fazla 10’ar fabrika ve %14’erlik pay ile elektriksiz makine ve madeni eşya sanayi alanlarında gerçekleşmektedir.[234] Ayrıca yine Tekkeköy’de 2005 yılında başlayan çalışmalar neticesinde Samsun Gıda Organize Sanayi Bölgesi adıyla bir organize sanayi bölgesi daha kurulmuştur.[236][237] Mevcut olarak 260.322m2’lik bir alan üzerine kurulan ve 1.725 kişinin istihdam edildiği bölgede 22 firma faaliyet göstermektedir ve 281.198.032₺ yatırım yapılmıştır.[238] Organize sanayi bölgelerinin yanı sıra şehrin çeşitli yerlerinde sanayi siteleri de bulunmaktadır.

Sanayi kuruluşlarının dışında şehirde 1995 yılında faaliyete başlayan bir de serbest ticaret bölgesi yer almaktadır.[239][240] Türkiye Ekonomi Bakanlığı’nın 2012 verilerine göre Samsun Serbest Ticaret Bölgesi’nin yıllık ticaret hacmi 70.139$’dır.[241] Toplam 367 kişinin istihdam edildiği bölge bu alanda Türkiye’deki tüm serbest ticaret bölgelerinin %0.65’lik bir dilimini oluşturmaktadır.[242]

Kültür[değiştir | kaynağı değiştir] Ağız yapısı[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’un yerli halkı eskiden Orta Anadolu ağızlarında görülen şive yapısına yakın bir şekilde konuşmaktaydı. Kelime başındaki k, p, t gibi harfler çoğunlukla “gız”, “duz”, “bişkin” örneklerinde olduğu gibi yumuşak harflere yerini bırakırdı.[153] Zaman zaman ise “gice”, “virmek” örneklerinde olduğu gibi kelimenin ilk geniş ünlüsü yerini dar ünlüye bırakmaktaydı.[153] Cumhuriyetin ilk yıllarındaki mübadele sonucu şehrin sakinlerinin değişmesi, 1950’lerde başlayan ve 2000’lerin başına dek hızla devam göçler, eğitimde ve basın-yayın organlarında İstanbul ağzı temelli yazı dilinin kullanılması nedenleriyle şehirde görülen şive yapısı da değişmiştir.[153][243]

Mehmet Dursun Erdem’in öncülüğünü yaptığı bir ekip tarafından beş yılda dar saha çalışması metoduyla elde edilen verilere göre günümüzde ilde iki ana ağız yapısı vardır. Buna göre Samsun ilinin ağzı Canik Dağlarının güneyi ve Canik Dağlarının kuzeyi olarak ayrılmaktadır.[243] Büyükşehir ilçelerinde ise baskın olan yapı Kıpçak ağzıdır.[243] Ancak bu çalışmanın verileri henüz açıklanmadığından dolayı detaylı bilgilere ulaşılamamaktadır.[243]

Leyla Karahan’ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasında ise Samsun halkının konuşma dili Batı Anadolu ağızlarının 5. grup ağızları içerisinde sınıflandırılmaktadır.[244]

Mutfak[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun Kent Müzesi’nde yer alan Samsunlu pide ustası balmumu heykeli.
Samsun mutfağı Karadeniz, Anadolu, Balkan ve Kafkas izleri taşımaktadır.[245] Bölgeye özgü bitkilerden çorba, tencere yemekleri ve turşu yapılmaktadır. Karalahana çorbası, dolması ve kavurmasıyla; fasülye ise turşusu ve diblesiyle sık tüketilen yiyeceklerdendir.[245] Mısır ile buğdaysa unundan yapılan kuymak, yarmasından yapılan çorba ile en çok tüketilen tahıllardır.[245]

Bafra ve Termeli girişimcilerin İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde açtığı fırınlarla birlikte ülke çapında popülarite kazanan[246][247] Samsun pidesi şehrin en bilinen yiyeceğidir.[248] Ayrıca kaz, hindi, ördek ya da tavukla yapılabilen tirit adı verilen yemek de geleneksel yemeklerdendir.[249] Bunlara ek olarak genelde düğünlerde yapılan keşkek ile Çarşamba kıvratması, Samsun simidi, mısır çorbası ve yoğurtlu çorba da şehrin tanınan yiyeceklerindendir.[250][251][252]

Samsun’da en çok tüketilen deniz ürünü ise tavası, buğulaması yapılan, ekmeğe ve pilava katılan ayrıca tuzlanarak da saklanabilen hamsidir.[245]

Turizm[değiştir | kaynağı değiştir] 1980’li yıllarda turizmin yalnızca “sahil ve güneş” anlayışından ibaret olması iki ay yaz mevsimi geçiren Samsun’da turizmin yeterli seviyede gelişememesine neden olmuştur.[253] 1990’lı yıllarda değişen turizm anlayışıyla birlikte turizm ekonomik bir kaynak olarak görülmeye başlanmış ve turizm ürünleri çeşitlilik göstermeye başlamıştır.[253] 1992 yılında Samsun adına Erkan Uçkun tarafından hazırlanan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan Samsun İli Turizm Envanteri ve Turizmi Geliştirme Planı’nın, Samsun turizminin bu yönde gelişmesine öncü olması beklenirken kurum ve kuruluşların ilgisizliği nedeniyle çok kısıtlı bir etki göstermiştir.[253] 2000’li yıllarla birlikte ajanslar ve Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen projelerle Samsun turizm konusunda bir ivme kazanmıştır.[254][255][256] 2011 yılında hazırlanan turizm stratejisi master planındaki 7 tematik turizm gelişim koridoru arasında yer alan Samsun’da önümüzdeki yıllarda yayla ve doğa turizminin gelişimine öncelik verilmesi amaçlanmaktadır.[257]

Günümüzde Samsun için turizm ile ilişkili birçok plan yapılmış olmasına rağmen yapılan çalışmaların yetersiz kalması ve yerel turizm aktörlerinin ilgisizliği nedeniyle turizmin Samsun’da başlıca bir ekonomi kolu olamayacağı[258] ancak doğru adımların atılması halinde bu algının değişeceği ve turizmin Samsun’da önde gelen ekonomik planlar arasında yer alabileceği öngörülmektedir.[257]

Doğa turizmi[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin en uzun kıyı şeritlerinden birine sahiptir ve bu şerit Samsun merkezinden Ondokuzmayıs’a kadar uzanmaktadır.[252] 35 kilometre uzunluğundaki bu kıyı şeridinin %90’lık kısmı ince kumlu ve denize girmeye uygun plajlardan oluşmaktadır.[252] Şehrin başlıca plajları Mert, Fener, Bandırma, Atakum ve Atakent plajlarıdır. Sahillerde yüzme dışında sörf, jet ski, yelken gibi alternatif sporlar da yapılabilmektedir ayrıca çeşitli konaklama ve eğlence tesisleri de bulunmaktadır.[252] Son yıllarda Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Samsun plajlarının mavi bayrak alması adına bir takım çalışmalar yürütülmektedir.[259]

Plajların dışında Samsun’da yamaç paraşütü ve at biniciliği turizmi de yapılmaktadır.[260][261] Ayrıca Gölalan Şelaleleri ve Asarağaç Tepesi de son yıllarda turizme kazandırılmıştır.[262][263]

Kültür turizmi[değiştir | kaynağı değiştir] Müzeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Günümüzde 23 Nisan Ortaokulu’nun bulunduğu alanda yer alan eski Samsun Müzesi binası 1981 yılında terk edilerek Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi adıyla Samsun Valiliği yanındaki yeni binasına taşınmıştır.
Şehir genelinde mevcut olarak 6 müze bulunmakla birlikte İlkadım’da[264] bir müze daha açılmasına dair çalışmalar yapılmaktadır.

Samsun’un ilk müzesi olan Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Samsun Müzesi adıyla 1930’lu yıllarda açılmıştır fakat resmî açılış tarihi 19 Mayıs 1981’dir.[265] Müzede Bakır Çağı, İlk Tunç Çağı, Hitit, Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.[266] Müzenin en değerli değerli koleksiyonu Amisos Hazinesi’dir.[267]

Şehrin ikinci müzesi olan Gazi Müzesi, Mustafa Kemal’in 19-25 Mayıs 1919 tarihleri arasında Samsun’da kaldığı binanın ikinci katının 5 Ekim 1940’ta müzeye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. 1998 yılında ise tüm bina müze olarak düzenlenmiştir.[268] Mustafa Kemal’in Samsun’da kullandığı şahsi eşyalarının da sergilendiği müze 2006 yılında Atatürk Müzesi ile birleştirilmiştir.[265]

Bandırma Vapuru Müzesi, 1999 yılında Samsun Valiliği’nin orijinal vapurun boyutlarına sadık kalınarak tekrar inşa ettirmesiyle oluşmuş ve 2003 yılında ziyarete açılmıştır.[269] 2005-2008 yıllarında ise müzede ve çevresinde yenileme çalışmaları yapılarak açık hava müzesi olarak yeniden düzenlenmiştir.[270][271] Müzede Mustafa Kemal ile onunla Samsun’a gelen silah arkadaşları ve mürettebatın balmumu heykelleri sergilenmektedir.

Tekkeköy’ün ilk müzesi olan Tekkeköy Atatürk Evi 26 Haziran 2006 tarihinde ziyaretçilere açılmıştır.[272] Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin birebir kopyası olarak inşa edilen müzenin dekorasyonu da bu doğrultuda yapılmıştır.[273][274]

Samsun Kent Müzesi ise 2013 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Samsun’un sosyal, tarihî, kültürel, coğrafi ve ekonomik yapısına ilişkin bilgilerin ve malzemelerin sergilendiği müze ilk 70 gün içerisinde 20.000 ziyaretçi çekmiştir.[275] Ayrıca Tarihi Kentler Birliği’nin jüri özel ödülüne layık görülmüştür.[276][277]

Samsun’da son açılan müze olan Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi, 1 Mart 2014 tarihinde açılmıştır. Tekkeköy Mağaraları çevresindeki üç tescilli eski Rum evinden birisinin restore edilmesiyle oluşturulan müzede mağara ve çevresindeki hayata dair malzemeler ve heykeller yer almaktadır. Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi olan[278] müze evin bu adla bilinmesinin nedeni sergilenen çoğu malzemenin müze için özel olarak üretilmesidir.[279][280]

Bu müzelere ek olarak Çanakkale 1915 Savaş Malzemeleri Müzesi gibi gezici müzeler dönem dönem Samsun’da da sergilenmektedir.[281]

2012 yılı verilerine göre Gazi Müzesi, Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile Bandırma Vapuru Müzesi’nde toplam 18.977 eser sergilenmektedir ve bu müzeler yıl boyunca 97.817 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.[282]

Arkeolojik alanlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’un şehir merkezinde tahribata uğramış 3 arkeolojik alan bulunmaktadır. Bunlar İlk Tunç Çağına ait olduğu saptanan Akalan Kalesi ve Bağtepe yamaç yerleşimlerine ek olarak Bakır Çağı ve İlk Tunç Çağı yerleşimlerinin bulunduğu Dündartepe Höyüğü’dür.[283] Bunlara ek olarak Hacı Osman sit alanı, Hızır İlyas Höyüğü, Toptepe Tümülüsleri, Atakent Tümülüsleri, Çarşamba Bedesteni, Göçeli Cami, Şeyh Habil Mezarlığı, Hazinedarzade Süleyman Paşa Medresesi, Mater Dolorosa Katolik Kilisesi, Karakol Cami, Pazar Cami, Çinili Hamam, Samsun Bedesteni, eski Osmanlı Bankası binası, eski Sümerbank binası, Merkez Bankası binası ile Çarşamba’daki üç çınar ve bir meşe ağacı gibi kentin tarihine ilişkin eserler kültür varlıkları olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.[284]

Amazon Adası’nın Amisos Tepesi’nden görünümü.
Kültür varlıkları arasında yer alan arkeolojik sitlerden yalnızca 28 Kasım 1995 tarihinde keşfedilen Toptepe Tümülüslerinde detaylı kazı çalışmaları yapılmıştır. 2004-2005 yıllarında yapılan kazılarda yerleşimin Helenistik Dönem’e ait olduğu saptanmış ve Pontus Krallığının üst düzey yönetici ailelerinden birine ait olduğu düşünülen bir mezar yapısı olduğu tespit edilmiştir.[285] Ayrıca mezar odalarında bulunan Amisos Hazinesi de Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir.[286][287] 2008 yılında tamamlanan çalışmalar sonrasında tümülüslere Amisos Tepesi adı verilmiştir.[285] Günümüzde Amisos Tepesi turizme hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmiş ve mezar odaları ziyaretçilere açılmıştır.

Amisos Tepesi’nin yamacında oluşturulan Amazon Adası’nda Amazon Heykeli, Amazon kanalı, suni kayak pisti, balık restaurantları ve piknik sahaları yer almaktadır. İlerleyen dönemlerde su parkı, fitness center ve spor tesisleri de inşa edilmesi planlanmaktadır.[288] Ayrıca Amazon Adası’nda Amazon Köyü adıyla bir köy oluşturulmuş ve temsili Amazon balmumu heykelleri, kabartmaları, günlük eşyaları yerleştirilmiştir.[289] Yine Amazon Adası’nda yer alan Amazon Heykeli’nin sağ ve sol taraflarına Anadolu Aslanları adı verilen iki heykel yerleştirilmiştir. Heykellerin içerisinde asansör olup aslanların ağız kısmına çıkılabilmekte ve Amazon Adası yüksekten izlenebilmektedir.[290]

1941’de ilk kez kazılmaya başlanan ve 1977 yılında sit alanı ilan edilen Tekkeköy Mağaralarında da son yıllarda turizm ekonomisine kazandırılması amacıyla çalışmalar yapılmış[291] ve 2013 yaz sezonunda ziyaretçilere açılmıştır.[292] Turizme açıldıktan sonra Fransız arkeologların da dikkatini çeken[293] mağaralardaki yerleşim geçmişi MÖ 60000’e dek uzanmakta ve Eski Taş Çağı ile Bakır Çağı yerleşimlerine rastlanmaktadır.[10] 360.000m2’lik alana bir yayılan mağaraların yalnızca 96.000m2’lik bir kısmı ziyaretçilere açılmış olsa da gelecek dönemde tüm alanların düzenlemesinin yapılması planlanmaktadır.[10] Ayrıca mağaraların çevresinde Hitit Yolu, Frig Kalesi ve eski Rum evleri de bulunmaktadır.[293] Hitit Yolu ve Frig Kalesi için bir çalışma yapılmamakla beraber eski Rum evleri restore edilerek ziyaretçilere açılmıştır.[294] Mağaralardaki kazılarda ele geçirilen çanak çömlek parçaları ile diğer eşyalar da restore edilen bu evlerde sergilenmektedir.[295]

Sanat[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun Devlet Opera ve Balesi ile Samsun Devlet Tiyatrosu sanatçılarının eserlerini sahnelediği Atatürk Kültür Merkezi binası.
Şehirde; Atatürk Kültür Merkezi, Canik Kültür Merkezi,[296] Atakum Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi[297] ile Tekkeköy Eğitim ve Kültür Merkezi[298] olmak üzere şehirde dört kültür merkezi bulunmaktadır. Bunlara ek olarak 19 Mayıs 2008 tarihinde kurulan Samsun Devlet Opera ve Balesi şehirdeki tek opera ve bale sahnesidir.[299] Kurum 2010-11 sanat sezonunda Samsun nüfus ortalamasına göre %68’lik izlenme oranıyla altı devlet opera ve bale kurumu içerisinde birinci sırada yer almış,[300] 2011-12 sanat sezonunda ise 43.000 biletli seyirci sayısına ulaşmıştır.[301] 2013 yılının son haftalarını ise kapalı gişe bitirmiştir.[302]

Müzik[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun Mevlevihanesi, Samsun’da müzik kültürünün bilinen ilk merkezidir ve dinî ile klasik Türk müziğinde büyük etkileri vardır.[303] Samsunlular batı müziği ile Mandolinada isimli grup sayesinde tanışmıştır.[303] Bu grup 1890 yılında Paruxinios Kulübü’ne üye kadınlar tarafından kurulmuştu.[303]

1926 yılında Musikî Yuvası’nın kurulması ve 1932’de Samsun Halkevi’nin açılmasıyla müzik alanında önemli gelişmeler yaşanmış ve Samsun halk türküleri ile oyunları araştırılmaya başlanmıştır.[303] Bir başka önemli müzik topluluğu olan ve 1970 yılında kurulan Samsun Musikî Cemiyeti ise 1979 yılında Samsun Belediye Konservatuvarı ile birleşmiş, 1893’te ise konservatuvardan ayrılarak tekrar kurulmuştur.[303] Ulusal ve uluslararası alanda birçok konser veren cemiyet günümüzde halen faaldir. Ayrıca şehirde Türkiye genelindeki 7 Türk müziği korosundan biri olan ve 1990’da kurulan Samsun Devlet Klasik Türk Müziği Korosu da varlığını sürdürmektedir.[304]

Tiyatro[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’da açılan ilk tiyatro binası eski tütün fabrikası civarında bulunan Ermeni Kulübü’dür.[305] 1883 yılında kurulan Ermeni Tiyatrosu burada gösterilerini sergilemekteydi.[305] Aynı dönemde gezici kumpanyalar ve topluluklar da Samsun’da temsil vermekteydi.[305] Şehrin ikinci tiyatrosu ise 1907’de Nemlizade Hamdi Bey tarafından yaptırılan Meşrutiyet Tiyatrosu’dur.[306] Bunların yanı sıra Aristo Fanis, Piyaloğlu İshak ve Boduroğlu Tiyatrosu da şehirde varlığı bilinen diğer tiyatrolardır.[305] Cumhuriyetin ilk yıllarında da tiyatroya ilgi devam etmiş, Darülbedayi 1924 yılında çıktığı Anadolu turnesine Samsun’dan başlamıştır.[305] Bu yıllarda İstiklal Ticaret Mektebi Salonu da İstiklal Tiyatrosu adıyla hizmet vermekteydi.[305] Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi’nden devşirilen Kazım Paşa Sineması 1930’lu yıllarda tiyatro sahnesi olarak kullanılmıştır.[305] 19 Şubat 1932’de açılan Samsun Halkevi ile daha sonraları açılan Samsun Oda Tiyatrosu ile Samsun Şehir Tiyatrosu da şehrin tiyatro kültürüne büyük katkılar sağlamışlardır.[305]

Günümüzde şehirde 31 Mart 2009 tarihinde Deli Dumrul oyunuyla açılan[307] Samsun Devlet Tiyatrosu’nun[308] yanı sıra özel kuruluşlar olan Düşevi Sanat Merkezi[309] ve Samsun Sanat Tiyatrosu[310] başta olmak üzere 8 tiyatro salonu bulunmaktadır ve bu salonlardaki toplam koltuk sayısı 4.730’dur.[282]

Sinema[değiştir | kaynağı değiştir]

Şehrin ilk sinema salonu olan Boduroğlu Sineması.
Samsun’daki ilk film gösterimleri gezici sinematograflar aracılığıyla 1909 yılında gerçekleşmiştir.[311] Şehrin ilk sinema salonu ise 1910 yılında açılan Boduroğlu Sineması’dır.[312] Bu salonu takiben 1912 yılında Venüs, 1913 yılında Pathé, 1915’te Kristal ve Osmanlı sinemaları açılmıştır.[313] I. Dünya Savaşı döneminde film gelmediği için salonlar geçici olarak kapanmış[311], 1920’li yıllarda ise film gösterimleri tekrar başlamıştır. Bu dönemde şehirde oldukça meşhur olan Varyete Sineması her cumartesi günü kadınlara özel gösterim düzenlemekteydi.[313] Yine Hilal, Zafer ve Yeni sinemaları da şehirde hizmet veren diğer sinemalardı. Samsun’un bir diğer salonu olan Kazım Paşa Sineması ise film gösterimlerinin yanı sıra varyete, tiyatro, bale ve operet gösterilerine de ev sahipliği yapmaktaydı.[311] Mustafa Kemal, 1930 yılındaki Samsun ziyareti sırasında bu salonda bir film izlemiştir.[311]

1932 yılında eski adı Boduroğlu Sineması olan Zafer Sineması’nda Samsun tarihinin ilk sesli filmi gösterilmiştir.[312] Zamanla sessiz film gösteren sinema salonları müşteri kaybetmiş ve Zafer Sineması şehrin tek salonu haline gelmiştir.[312] 1950’li yıllardan itibaren ise Samsun Halkevi desteğiyle Ferhan, Sümer, Renkli, Kent, Konak ve Selçuk sinemaları açılmıştır.[311] 1957 yılında yazlık sinema olarak açılan 1.600 koltuk kapasiteli Yıldız Sineması zamanla şehrin popüler salonu olmayı başarmış ve 1962 yılında da 1.200 kişilik kapalı sinema salonuyla hizmet vermeye başlamıştır.[311] Aynı dönemde 800 koltuklu Emek Sineması da şehrin bir diğer gözde salonuydu.[311]

1980’li yıllarda televizyonun şehirde yaygınlaşmasıyla sinemalar eski popülerliğini yitirmiş ve salonlar kapanmaya başlamıştır.[311] 1990’lı yıllarla birlikte ise daha az kapasiteli salonlar açılmaya başlamıştır.

Günümüzde Samsun’da Cinemaximum’a ait 2[314][315], Sinema Oscar’a ait 1[316] ve diğer iştiraklere ait 5 sinema salonu bulunmaktadır. Bu sinemalardaki toplam koltuk sayısı 2.241’dir ve 2011 verilerine göre 558 gösterimde toplam 241.147 bilet satılmıştır.[282]

Açık hava kültür alanları[değiştir | kaynağı değiştir]

Kurtuluş Yolu’nun başlangıcı olan Kurtuluş İskelesi’ndeki temsili Bandırma Vapuru ve Mustafa Kemal ile heyetinin “ilk adım”ını tasvir eden balmumu heykeller.
2009 yılında Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak bastığı nokta olan Tütün İskelesi’nden altı gün konakladığı yer olan Gazi Müzesi’ne dek bir yol oluşturulmuş[317] ve Kurtuluş Yolu adı verilmiştir.[318] 45 metre genişliğinde 400 metre uzunluğunda olan yolun başlangıç noktasında temsili Bandırma Vapuru ve Mustafa Kemal balmumu heykeli, yol boyunca ise Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin temsili balmumu heykelleri yerleştirilmiştir.[319]

Bunlara ek olarak 22 dönüm üzerine kurulan ve Karadeniz Bölgesi’nin en büyük hayvanat bahçesi olan Samsun Hayvanat Bahçesi’nde[320][321] aslan, kaplan, ayı, deve, tilki gibi hayvanlar ile çeşitli kuş, tavuk türleri yer almaktadır.[322]

Festivaller[değiştir | kaynağı değiştir] 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle 1981 yılından bu yana[323] 16-19 Mayıs günleri arasında yapılan 19 Mayıs Kültür, Sanat ve Gençlik Festivali’nde spor etkinlikleri, paneller, sanatsal etkinlikler ve konserler gibi çeşitli faaliyetler yapılmakta ve Atatürk adına doğum günü pastası kesilmektedir.[324] Festival Bandırma Vapuru Müzesi çevresi ve Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yapılmaktadır.

1981 yılında ilki yapılan Uluslararası Halk Dansları Festivali, 19 Mayıs Kültür, Sanat ve Gençlik Festivali ile şehrin en köklü festivalidir. Her yıl 17-30 Temmuz günleri arasında yapılan festival sırasında Samsun’un çeşitli yerlerinde gösteriler düzenlenmekte ve dans gruplarının gösterileri Kurtuluş Yolu üzerinde ücretsiz bir şekilde halka açık olarak sergilenmektedir.[325] Yapılan son festivale 14 ülke ve yaklaşık 600 dansçı katılmıştır.[326]

2013 yılında ilki düzenlenen ve açılışını Thomas Hampson’ın yaptığı[327] Uluslararası Samsun Müzik ve Sahne Sanatları Festivali ise 25 Mayıs ve 7 Haziran tarihlerinde yapılmaktadır.[324] Oratoryo, bale, dans, klasik müzik gibi çeşitli etkinliklerin yapıldığı festivalde çeşitli ülkelerin temsilcileri de performanslarını sergilemektedir.[328]

Samsun Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla yapılan bu festivallerin haricinde ilçe belediyeleri ve özel kuruluşlar tarafından düzenlenen Samsun Sinema Festivali[329], Samsun Caz Festivali ve Karadeniz Zihinsel Engelliler Festivali Samsun’da yapılan diğer festivallerdir.[323]

Spor[değiştir | kaynağı değiştir]

Günümüzde Gülsan Sanayi Sitesi’nin bulunduğu alanda yer alan Samsun Hipodromu’nun 1904 yılına ait bir fotoğrafı.
Geçmişte Samsun’da popüler olarak at yarışı, güreş ve futbol branşları ilgi görmekteydi. Şehirdeki spor karşılaşmalarının temeli 1895 yılında inşa edilen Samsun Hipodromu ile atılmıştır.[64] Hipodromda her yıl eylül ayında at yarışları yapılmakta, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden de yarışlara ilgi gösterilmekteydi.[330] Yarışlara panayırın da eklenmesiyle Samsun o dönemde özellikle Kuzey Anadolu’da at yarışı merkezi haline gelmiştir.[330] Panayırlar sayesinde Samsun’da köklü bir geçmişi bulunan güreş de geniş kitlelere yayılmıştır. O tarihe kadar köy meydanlarında yapılan güreş şehir merkezindeki meydanlara ve kapalı alanlara taşınmıştır.[330] Kurulan kulüplerin çoğunda güreş şubesi de yer almaya başlamış, sağlanan bu yeni imkanlar ile Yaşar Doğu ve Mustafa Dağıstanlı gibi önemli güreşçilerin yetişeceği bir ortam doğmuştur.[330]

Samsun’da ayrıca yüzme yelken, atletizm, tenis, jimnastik ve eskrim kulüpleri de bulunmaktaydı. Su sporlarında bölgenin öncüsü olan Samsun’da, Samsun İdman Yurdu kurduğu yüzme takımıyla Karadeniz Bölgesi’nde bir ilke imza atmıştı.[330] Bunu 1930’lu yıllarda Samsun Belediyesi’nin düzenlediği atletizm ve denizcilik yarışmaları izlemiştir. Yüzme ve su topu yarışmalarının yapıldığı Samsun’da 1933 yılında Samsun Su Sporu Kulübü, 1961’de ise Samsun Yelken Kulübü kurulmuştur.[330]

Samsun 19 Mayıs Stadyumu’ndan bir görünüm (Mart 2009).
Günümüzde çeşitli ulusal ve uluslararası şampiyonalara ev sahipliği yapan[331][332][333][334] Samsun’da Ocak 2014 itibariyle 236 kulüp bulunmaktadır.[335][336] Bu kulüpler arasında en başarılıları olan Samsun Basketbol Kulübü ve Canik Belediyespor Türkiye Basketbol Federasyonu’nun, 1919 Samsun Türkiye Ragbi Federasyonu’nun, Samsunspor ise Türkiye Futbol Federasyonu’nun organize ettiği liglerde mücadele etmektedir. Bu kulüplerden Samsunspor, 1919 Samsun ve Samsun Basketbol Kulübü kendi branşlarında Avrupa kupalarında yer almışlardır[337][338] ve branşlarında şampiyonluk yaşamışlardır.[339][340][341]

Samsun’da satranç, güreş, tekvando, binicilik, briç, futbol, okçuluk, kayak, bilardo gibi çeşitli spor branşlarında binlerce lisanslı sporcu bulunmaktadır.[342] Ayrıca şehirde 4 salon, 2 stadyum ve 4 futbol sahası yer almaktadır.[342]

Yönetim[değiştir | kaynağı değiştir] Ana maddeler: Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Samsun belediye başkanları listesi
Samsun, 1869 yılından bu yana atanan ya da seçilen belediye başkanları tarafından yönetilmektedir. Günümüzde uygulanan çok partili seçim sistemine göre belediye başkanı seçilerek göreve başlamaktadır. 1930 Türkiye yerel seçimleri ile göreve başlayan Boşnakzade Ahmet Resai Bey seçilen ilk belediye başkanıdır. Belediye şehrin tüm karar yetkisini elinde bulundurmakta ve yönetim belediye başkanı, belediye encümeni ve belediye meclisi olmak üzere üç ana organda toplanmaktadır.[343]

18 Nisan 1999’dan bu yana görevde olan Yusuf Ziya Yılmaz şehrin mevcut[344], Kemal Vehbi Gül ise en uzun süre görev yapan belediye başkanıdır.[345]

Eğitim[değiştir | kaynağı değiştir]

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinin görünümü.
1650’ye kadar Samsun’da, sadece temel eğitim veren sübyan mektepleri vardı.[346] Bu tarihte ilk defa şehirde bir üst düzey eğitim merkezi olan medrese açılmıştır.[346] Tanzimat ile birlikte de ortaokul ve lise düzeyinde batılı tarzda eğitim veren okullar açılmaya başlanmıştır.[347] Aynı dönem birçok misyoner okulu da faaliyete geçmiş;[348] cumhuriyet döneminde Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimde birlik ve standart sağlanmasının ardından ülke genelindeki misyoner ve azınlık okullarıyla birlikte Samsun’daki bu kurumlar da kapatılmıştır.[349] Kanunla birlikte karma eğitime geçilerek meslek ve öğretmen okulları açılmış, Samsun’daki tüm okullar da bu kanuna uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.

2012 yılı itibarıyla Samsun ilinde okuma yazma oranı %96,44’tür ve bu oranla Türkiye’nin illeri arasında 27. sıradadır.[169] İlköğretimde okullaşma oranı %99,30, ortaöğretimde okullaşma oranı ise %88,11’dir.[350] Şehirdeki 4 büyükşehir ilçesinde toplam 34 anaokulu, 218 ilkokul, 116 ortaokul, 65 lise, 3 halk eğitim merkezi, 29 özel eğitim uygulama merkezi, 7 sanat okulu, 45 sürücü kursu ve 41 dershane bulunmaktadır.[351] Ayrıca şehirde 5 halk kütüphanesi bulunmaktadır.[352] Bu kütüphanelerdeki toplam eser sayısı 135.313, bunlardan yararlanan kişi sayısı ise 96.386’dır.[282]

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarının dışında şehirde biri devlet diğeri ise vakıf üniversitesi olmak üzere iki üniversite yer alır. 1975 yılında kurulan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun’un ilk, Türkiye’nin ise 86. devlet üniversitesidir.[353] 2014 yılı itibariyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde 5 enstitü[354], 16 fakülte[355] ve 15 yüksekokul[356][357] bulunmakta, bu birimlerde toplam 46.000’den fazla öğrenci öğrenim görmektedir.[358] 2010 yılında Samsun’un ilk, Türkiye’nin ise 10. vakıf üniversitesi olarak kurulan Canik Başarı Üniversitesi ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin ardından Samsun’da kurulan ikinci üniversitedir.[353] Bu üniversitede 2 enstitü[359], 4 fakülte[360], 1 yüksekokul[361] bulunmaktadır ve 2012-13 döneminde 400 öğrenci ile öğretime başlamıştır.[362]

Medya[değiştir | kaynağı değiştir] Gazete ve dergiler[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsun’un ilk “edebî, ilmî, içtimaî mecmua”sı olan Lâle dergisi.
15. yüzyılda Avrupa’da başlayan modern matbaacılık Anadolu’da ancak 18. yüzyılda padişahın izniyle Müslüman halk tarafından da benimsenmiş, 1864’te vilayet merkezlerinde de matbaalar açılmaya başlamıştır.[363] Samsun’daki ilk matbaa da 1887 yılında Hüseyin Avni tarafından kurulmuştur.[364] Bunu Şems, Ahali, Vilayet, Halk ve Millet matbaalarının açılması izlemiştir.[364]

Samsun’daki ilk gazete 1908 yılında Sıtkı Avni Bey tarafından hazırlanan Aks-ı Sada’dır. Ardından 1910 yılında Nevzad gazetesi yayım hayatında başlamıştır. Aynı yıl Aks-ı Sada’ya rakip olarak Doğru Sada ve Vicdan Sesleri gazeteleri de yayıma başlamıştır.[364] 1919 yılında şehrin ilk edebî dergisi Lâle basılmıştır.[364] Cumhuriyetin ilanıyla birlikte dergi ve gazete çeşitleri artmaya başlamıştır. 1922 yılında şehrin ilk çocuk gazetesi Mektepli basılmaya başlanmıştır. 1923’te Samsunlu eczacılar Genç Eczacı ve Eczacılar adıyla dergiler yayımlamaya başlamıştır.[364] Ancak bu dergiler uzun soluklu olmamıştır. Yine 1923 yılında ilk mizah gazetesi Nefir tek yapraklı olarak yayına başlamış, 1925’te onu Biber isimli gazete izlemiştir.[364] Yine 1925’te yayımlanmaya başlayan ve Türkiye’de bir ilk olan Pul ve Kartpostal Mübadele dergisi Türkçe ve Fransızca olarak hazırlanıyor ve üç ayda bir çıkıyordu.[364] 1940’lı yıllara dek Samsun’da matbaacılık ile ilgilenenlerin çoğunluğu Aks-ı Sada matbaasında yetişmiştir. 1960’lı yıllarla birlikte artan matbaa sayısı 1970’li yıllarda da artmayı sürdürmüş ve bugünkü hacmine ulaşmıştır.[364]

Günümüzde şehirde büyükşehir ilçelerinde yayımlanan 9 günlük gazete ve 13 internet gazetesi bulunmaktadır.[364] Ayrıca Samsun’da 4 aylık gazete ve 9 dergi de yayımlanmaktadır.[364]

Radyo ve televizyonlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’da radyo 1930’lu yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmış, 1974 yılında ise ilk televizyon cihazları şehre gelmiş ve 1975 yılında ilk televizyon vericisi kurulmuştur.[364] 1990 yılından itibaren özel radyo ve televizyonların kurulmaya başlandığı şehirde günümüzde ulusal yayın yapan 2 televizyon kanalı ile çok sayıda yerel radyo istasyonu ve televizyon kanalı bulunmaktadır.[364]

Altyapı[değiştir | kaynağı değiştir] Sağlık[değiştir | kaynağı değiştir]

1902 yılında faaliyete geçen Canik Hamidiye Hastanesi’nin önünde fotoğraf çekilen personel.
Samsun, 20. yüzyıla dek sağlık konusunda sorunlu bir yerdi. Özellikle kenti çevreleyen bataklıklar nedeniyle sık sık kolera ve sıtma salgınları yaşanmaktaydı.[365] Köylerde yaşayan halk hastalıklarla geleneksel yöntemlerle mücadele etmekteydi.[365] Ayrıca içme suyunun temiz bir su şebekesi yerine Mert Irmağı’ndan sağlanması da hastalıklara yakalanma oranını yükseltiyordu.[365] Yeterli sayıda sağlık tesisinin bulunmaması şehirde önemli bir sağlık sorunu teşkil etmekteydi.

Samsun’daki ilk hastane 1880 yılında Doktor Andonyadis Hastanesi adıyla hükûmet binasının karşısında açılmıştır.[365] İlk resmî hastane ise 1886’da Samsun Şehremaneti’nin karantinahane civarındaki bir binayı Samsun Şehremaneti Hastanesi olarak kullanıma almasıyla açılmıştır.[365] Çok kısıtlı imkanlara sahip olan bu hastane zamanla işlevsiz hale gelmiştir. Bu nedenle dönemin mutasarrıfı Hamdi Bey şehrin ileri gelenlerinin ve üst düzey yöneticilerinin bulunduğu bir kurul toplayarak nitelikli bir hastane yapılmasına öncülük etmiştir.[365] İnşa masraflarını karşılayabilmek için panayırlar düzenlenmiş, bazı vakıfların gelirleri inşaata aktarılmış, sancağın tütünden kazandığı ticaret gelirinin bir kısmı da yine inşaata harcanmıştır.[365] 1895 yılında yapımına başlanan hastane 1902’de tamamlanmış ve Canik Hamidiye Hastanesi adıyla hizmete açılmıştır.[365]

Anadolu’daki ilk ilaç fabrikası da 1956 yılında Adeka ismiyle Samsun’da kurulmuştur.[365]

Samsun’da 2011 yılı itibariyle 4.066 yatak kapasitesine sahip 16 kamu, 1 üniversite ve 8 özel hastane bulunmaktadır.[169] Bunlara ek olarak 218 aile sağlığı merkezi[366] ve 5 toplum sağlığı merkezi[367] bulunmaktadır. Ayrıca yine 2011 verilerine göre toplam 2.413 hekim, 439 diş hekimi, 444 eczacı, 2.329 sağlık memuru, 2.530 hemşire ve 983 ebe Samsun’da görev yapmaktadır.[169]

Samsun’daki toplam sağlık kurumu sayısı Türkiye genelinin %1.98’ini, toplam yatak sayısı ise yine Türkiye genelinin %2.16’sını oluşturmaktadır.[169] Toplam hekim sayısı bakımından ise Samsun, Türkiye’nin %1.91’lik oranını karşılamaktadır.[169]

Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]

Mustafa Kemal, Samsun-Çarşamba tren hattının temelini atarken.
Amisos Tepesi ile Batıpark arasındaki ulaşımı sağlamak amacıyla Amisos Tepesi Teleferik Hattı kurulmuştur. İki duraktan oluşan hat 320 metre uzunluğundadır. Altı yolcu kapasiteli altı araçla hizmet vermektedir.

Demiryolları[değiştir | kaynağı değiştir] Cumhuriyet döneminde demiryollarına özel önem veren devlet 1924 yılında mevcut demiryollarına ek olarak Samsun-Sivas demiryolunun inşasına başlamıştır.[368] 23 Aralık 1923’te yapımına başlanan hattın Samsun-Kavak kısmı 23 Aralık 1926’da hizmete açılsa da tüm hattın tamamlanması hava muhalefeti ve personel eksikliği gibi sebeplerle ancak 1932 yılında tamamlanabilmiştir.[369]

Samsun sahil demiryolu çalışması ise Samsun Sahil Demiryolları Türk AŞ’ye verilmiştir.[370] Bu hattın temel atma töreni 21 Eylül 1924’te Mustafa Kemal’in de katılımıyla yapılmış, ilk sefer ise 1926 yılında gerçekleşmiştir.[369] Hattın sahibi olan şirket zarar etmeye başlayınca hat 1933’te özelleştirilmiş fakat 1955 yılında tamamen sökülmüştür. 1980 yılında ise geniş hat tarzında yeniden inşa edilmiştir.[369]

Hafif raylı sistem[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Samsun tramvay hattı

Raylı sistemin Meydan durağında çekilmiş bir fotoğraf.
Gar ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi arasında yapılan ve 10 Ekim 2010 tarihinde ilk yolcularını alan[371] raylı sistem günde ortalama 90.000 yolcu taşımaktadır.[372] 2013 yılı verilerine göre ise 3 yılda toplam 47.000.000 yolcu taşımıştır.[373] 21 istasyondan oluşan hat 15 kilometre uzunluğunda olup[374] ilerleyen dönemlerde batıda Taflan’a, doğuda ise Tekkeköy’e kadar uzatılması planlanmaktadır.[375][376][377] Ayrıca raylı sistemi beslemesi için şehrin farklı yerlerinde ring hatları kurulmuştur.[378]

Karayolları[değiştir | kaynağı değiştir] Osmanlı döneminde denizyoluyla Samsun’a gelen mallar karayolu ile Basra Körfezi’ne kadar ulaştırılmakta fakat yolların elverişsiz olması dolayısıyla bu yolculuk zor şartlar altında gerçekleşmekteydi.[369] Cumhuriyetin ilk yıllarıyla beraber demiryoluna önem veren devlet 1955 yılında ulaşım politikasını karayoluna ağırlık vermek suretiyle değiştirmiştir. 1955’ten itibaren asfalt karayollarının yapıldığı Samsun’da 1920’den itibaren garaj olarak kullanılan Suluhan yerini 1970’de yeni inşa edilen Samsun Garajı’na bırakmıştır.[369] Fakat zamanla burası da ihtiyaçlara cevap veremez duruma geldiğinden dolayı 2006 yılında Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali inşa edilmiştir ve halen de kullanılmaktadır.[379] Karayolu bağlantılarında bir toplanma noktası olan Samsun’a Türkiye’nin her yerinden ulaşım mümkündür.[252]

2012 yılında hafif raylı sistemin olmadığı bölgelerde bir troleybüs hattı kurulması gündeme gelmiş[380] ancak maliyeti nedeniyle bu projeden vazgeçilmiştir.[381] 2013 yılının sonlarında ise metrobüs hattı kurulması gündeme gelmiş[382] ve bu doğrultuda çalışmalara başlanmıştır.[383]

Havayolları[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’da havayolu taşımacılığının tarihi 1958 yılında Kıranköy Mezarlığı ile Samsun Askerî Hastanesi arasına inşa edilen Samsun Havaalanı’nın hizmete açılmasıyla başlamıştır.[369] 1650 metre uzunluğundaki pistin heyelan tehlikesi altında olması, aletli iniş sisteminin coğrafi koşullardan dolayı yerleştirilememesi nedeniyle[369] bu havaalanı 1998’de yerini Samsun Çarşamba Havalimanı’na bırakmıştır. 15 Aralık 1998 tarihinde hava trafiğine açılan[384] havalimanında ilk tarifeli sefer ise 11 Ocak 1999 tarihinde gerçekleşmiştir.[385]

Günümüzde Samsun’a İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’dan direkt uçuşlar ile ulaşmak mümkündür.[252]

Denizyolları[değiştir | kaynağı değiştir]

Samsunport’un girişinden bir görünüm.
Denizyolu tarihten bu yana Samsun için en önemli gelir kapısı olmuştur. 19. yüzyıla kadar görece Sinop ve Trabzon’un gölgesinde kalan Samsun’un önemi buharlı gemilerin Osmanlı denizlerinde dolaşım izni almasıyla artmıştır. 1911 yılında Türkiye Millî Bankası ile şehre bir liman inşa edilmesi için sözleşme imzalansa da I. Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle projeye başlanamamıştır.[369]

Cumhuriyet döneminde 3 Ocak 1927’de Resmî Gazete’de yayımlanan kanun ile Samsun’a bir liman inşa edilmesi karara bağlansa da[386] proje yine hayata geçirilememiştir. Şehirde 1954 yılına kadar 8 adet iskeleyle deniz ulaşımı sağlanmaktaydı.[369] 1954’te yapımına başlanan[369] Samsun Limanı 2008 yılında özelleştirilerek Samsunport adını almış[387][388], aynı yıl Yeşilyurt Limanı da hizmete açılmıştır. Günümüzde 2005 yılında hizmete giren Toros Gübre Limanı ile birlikte şehirde 3 ayrı liman vardır. Samsunsport aynı zamanda Karadeniz’in en büyük, Türkiye’nin ise 5. büyük limanıdır.[9]

Ayrıca turistik sahil turları için tahsis edilen Samsunum-1 isimli gezinti gemisi 2013 yılından itibaren seferlerine başlamış ve yaz aylarında çalışmaktadır.[389]

Kardeş şehirler[değiştir | kaynağı değiştir] Kardeş şehir, kentlerin yerel yönetimleri aracılığıyla yabancı ülke şehirleri ile kurdukları resmî dostane ilişkiyi ifade etmekte olan bir terimdir. Kardeş şehir ilişkisi Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından alınan karar ile kurulabilmektedir

Samsun Büyükşehir Belediyesi; kurduğu kardeş şehir ilişkileri ile sosyo-kültürel, ekonomik, eğitim, sağlık, ticaret, turizm, yerel yönetim hizmetleri ve spor gibi konularla tarafları ilgilendiren diğer alanlarda, iki şehrin ilgili birimleri arasında iletişim ve koordinasyonu sağlayarak bilgi/deneyim alışverişi ve işbirliğinin geliştirilmesini amaçlamıştır. Sonuç olarak, iki şehir arasında karşılıklı anlayış, dostluk ve barışın güçlendirilmesi amacıyla; tarihi, kültürel, sosyal ve coğrafi açıdan Samsun ile benzerlikleri olan birçok yabancı şehir ile kardeş şehir antlaşmaları imzalanmıştır.

Samsun’un 4 kıtadan toplam 9 kardeş şehri vardır. 2006 yılında imzalanan anlaşmalarla İskele ve North Little Rock ilk kardeş şehirler olurken son kardeş şehir ise 2013 yılındaki anlaşmayla Donetsk olmuştur